İstanbul’un kalabalığı, trafiği ve bitmeyen temposunu gerisinde bırakıp Kırklareli’nin sessizliğine sığınan 46 yaşındaki Berrin Şako, yeni hayatını “prenseslerim” dediği arılarına adadı. Bir vakitler mali müşavir olarak plazalarda çalışan Şako, artık meşe ağaçlarının gölgesinde arıcılık yapıyor, tabiatla kurduğu bağla yalnızca bal değil, apayrı bir ömür biçimi üretiyor.
Tatil Durağı Hayatının Yeni Yolu Oldu
46 yaşındaki Berrin Şako’nun köy hayatı macerası, yaklaşık 10 yıl evvel tatil için giderken Kırklareli’nin Kömürköy köyünde mola vermesiyle başladı. Doğasıyla kendisini büyüleyen bu köyden bir arsa satın aldı ve her tatilini burada geçirmeye başladı. Üç yıl evvel ise radikal bir karar alarak İstanbul’daki mesleğini noktalayıp köye kalıcı olarak yerleşti.
Mali Müşavirlikten Arıcılığa
Şako, kardeşinin teklifiyle arıcılığa adım attı. Başlangıçta hiçbir tecrübesi olmayan Şako, 7-8 kovanla başladığı seyahatte bugün 35 kovana ulaştı. Arılarına büyük bir sevgiyle bağlı olan Şako, Orman İşletme Müdürlüğü’nün “bal ormanları” içinde yer alan kovanlarıyla coğrafik işaretli meşe balı üretiyor.
“Arılığa girdiğimde özgürlüğümü hissediyorum zira arı bana çok şey öğretiyor,” diyen Şako, arılarla kurduğu duygusal bağı ise şöyle tabir ediyor:
“Arıyı evvelden de bilirdim lakin içine girdiğinizde diğer bir dünya. Onların tabiata, beşere, hatta ruh halimize bile tesiri var. Ben her biriyle konuşurum. ‘Prenseslerim’ derim. Güya onlar da beni anlıyor üzere davranıyorlar.”
Doğayla Kurulan Bağ
Köy hayatına kısa müddette ahenk sağladığını belirten Berrin Şako, artık kent hayatına dönmeyi hiç düşünmediğini söylüyor.
“Köyde hayat daha huzurlu, daha gerçek. Doğal üretimi desteklemek gerektiğine inanıyorum. Meşe balı butik bir eser, çok değerli. Ben de bu pahası yaşatmak istiyorum.”
Her kovanla tek tek ilgilenen Şako, yılda yaklaşık 100 kilogram meşe balı üretiyor.