“30 yıl inanarak yaptığı siyaset 22 gün içinde heba mı edilmeliydi?”
Alçı, paylaşımında yaşanan sürecin hem CHP seçmeninde hem de toplumun genelinde büyük bir huzursuzluk yarattığını vurguladı.
“Meslek hayatım boyunca daima sandığın ve demokrasinin gücüne inandım. Askeri vesayete karşı duruşum da, yargının DAİMA, DEP ve türevi partileri, Refah Partisi’ni Fazilet Partisi’ni kapatmasına, AK Parti’yi kapatma teşebbüsüne itirazım da daima birebir prensipten kaynaklanıyordu: Siyasetin alanını genişletme, seçilmişlerin iktidarını savunma. Demokrasiyi güçlendirmenin icat edilmiş öteki bir yolu şimdi bulunmadı. Bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti en canlı ve güçlü örneği. Siyasetin alanını büyük çabalar vererek genişlettiler, sandığın gücüne inanarak cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu ve güçlü hükümetlerini kurdular.”
Alçı, ülkedeki genel atmosferi de şu sözlerle lisana getirdi:
“Şimdi ülkemde yaşananlara bakıyorum ve çok üzülüyorum. Nereye gitsem herkes mutsuz. Herkes dertli. Yalnızca CHP seçmeni değil, siyasetle hiç ilgilenmeyen gençler de, AK Parti tabanı da, Dem Parti seçmeni de…”
Gürsel Tekin’e ileti: “Israrınızdan dönün”
Nagehan Alçı, Gürsel Tekin’in 30 yıllık siyasi gayretine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Gürsel Tekin bundan sonra kim ne derse desin gerçek bir şekilde ne partisi ne tabanı tarafından kucaklanamaz. Onca yıl verdiği emek, sokak sokak kurduğu temas ve dokunuşların karşılığı bu mu olmalıydı? 30 yıl inanarak yaptığı siyaset 22 gün içinde heba mı edilmeliydi?”
Alçı, Tekin’in açıklamalarına atıf yaparak şu davette bulundu:
“Sayın Tekin madem ‘Benim ismimi duyunca şad olurlar sandım, ben bu partinin öz evladıyım’ diyorsunuz, şad olmadıklarını gördüğünüz halde neden hâlâ ısrar ediyorsunuz? Parti sevginizden kuşkum yok. Bence ısrarınızdan dönseniz sizi tekrar kucaklarlar. CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı’na yargı kararı ile atama yapılmasını yanlış bulmak için CHP’li olmaya gerek yok. Demokrat olmak kâfi.”