İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi (istinaf), Anadolu 26. Ağır Ceza Mahkemesince sanık Geçti hakkında verilen “görevli memura karşı taammüden öldürme” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet, polis memuru K.H.S’ye karşı “görevli memura karşı taammüden öldürmeye teşebbüs” cürmünden 20 yıl, annesi Pınar Geçti’ye karşı “olası kastla yaralama” hatasından 3 yıl, “görevi yaptırmamak için direnme” hatasından ise 3 yıl 9 ay mahpus cezalarına ait incelemelerini tamamladı.
Yerel mahkemenin kararında adap ve temele ait rastgele bir hukuka karşıtlık, kanıtlarda ve süreçlerde ise rastgele bir eksiklik olmadığına hükmeden daire, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu kararlaştırdı.
Kararda, hareketin gerçek olarak nitelendirildiği, sanıklara verilen cezalarda bir isabetsizlik olmadığına dikkat çekilerek, bu kararlar tarafından yapılan istinaf müracaatlarının temelden reddine hükmetti.
Öte yandan sanığın boğuşma esnasında kendisine müdahale eden diğer bir polis memurunun silahını zorla ele geçirerek aldığı, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık hakkında bu hareketinden ötürü “gece vakti nitelikli yağma” hatasından ayrıyeten kabahat duyurusunda bulunulacağı aktarılan kararda, kamu davası açılarak bu evrakın da ana dava belgesiyle birleştirilmesi istendi.
Daire, belgelerin birleştirilmesi sağlandıktan sonra yargılama yapılıp karar verileceğine hükmederek, belgeyi mahallî mahkemeye geri gönderdi.
Sanığın, 25 Eylül’de tekrar hakim karşısına çıkması bekleniyor.
NE OLMUŞTU?
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, 22 Eylül 2024’te sanık Yunus Emre Geçti’nin Ümraniye’de motosiklet hırsızlığı hatasından yakalandıktan sonra çıkan arbedede polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit edip bir polisi de yaralaması üzerine soruşturma başlatılmıştı.
Soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, şehit Şeyda Yılmaz’ın eşi Semih Yılmaz ile olay sırasında şüphelinin silahından çıkan kurşunla yaralanan polis memuru K.H.S. “müşteki”, şüphelinin annesi Pınar Geçti ise “mağdur” olarak yer almıştı.
İddianamede, şüphelinin 22 Eylül’de motosiklet hırsızlığı cürmünden yakalanarak Dudullu Şehit İsmail Akkoyun Polis Merkezi’ne götürüldüğü, teşhis süreçleri yapıldıktan sonra istirahat hedefiyle bahçeye çıktığı, bu sırada annesiyle görüştüğü ve fırsattan istifade ederek merkezin tel kaplı duvarından atlayıp firar ettiği anlatılmıştı.
Bunun üzerine polis memurları K.H.S. ile Şeyda Yılmaz’ın şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattıkları kaydedilen iddianamede, şüphelinin Petrol Yolu Caddesi’ndeki inhisar bayisine yanlışsız yürüdüğü esnada polisler tarafından görüldüğü, polislerin şüpheliyi kovalayarak etkisiz hale getirmeye çalıştıkları, şüphelinin direnç gösterdiği sırada çıkan arbedede polis memuru K.H.S’nin bacağına ve beline sarılıp beylik tabancasını aldığı aktarılmıştı.
Şüphelinin süratle tabancaya mermi doldurup kendisini yakalamaya çalışan K.H.S’ye yakın uzaklıktan ateş ettiği, arbede sırasında yere düşen şüphelinin polisi amaç alarak hareketine devam ettiğine dikkati çekilen iddianamede, bu sırada polis memuru Yılmaz’ın inhisar bayi önündeki fıçıyı kendini korumak için siper aldığı ve şüpheliyi etkisiz hale getirmek için silahını çektiği vurgulanmıştı.
İddianamede, şüphelinin düştüğü yerden ayağa kalkana kadar, Yılmaz’ın siper aldığı fıçıyı maksat alıp şarjördeki kurşunlar bitene kadar yaklaşık 9-10 kere ateş ettiği, yaralanan polisler ile şüphelinin olay yerindeki annesi Pınar Geçti’nin hastaneye kaldırıldıkları anlatılan iddianamede, Yılmaz’ın tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak şehit olduğu anlatılmıştı.
İddianamede, olay yerindeki 17 kovandan 15’inin şüphelinin çaldığı silaha, başka 2’sinin şehit polis Yılmaz’a ilişkin olduğu, şehide isabet eden kurşunun başına öldürücü nitelikte olduğu kaydedilmişti.
İddianamede, tutuklu kuşkulu Yunus Emre Geçti’nin “kişinin yerine getirdiği kamu misyonu nedeniyle ve yakalanmamak emeliyle bayana karşı taammüden öldürme”, “kişinin yerine getirdiği kamu vazifesi nedeniyle ve yakalanmamak emeliyle bayana karşı taammüden öldürmeye teşebbüs”, “kadına yahut üstsoya karşı taammüden öldürmeye teşebbüs”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “ruhsatsız silahlarla mermileri satın alma, taşıma yahut bulundurma” kabahatlerinden ağırlaştırılmış müebbet ve 28 yıl 1 aydan 50 yıl 6 aya kadar mahpusla cezalandırılması istenmişti.
Şüphelinin geçmişi, toplumsal bağları, belgeye yansıyan olumsuz kişilik özellikleri de dikkate alınarak, hakkında takdiri indirim uygulanmaması talep edilmişti.
Davaya bakan Anadolu 26. Ağır Ceza Mahkemesi, 8 Ocak’taki duruşmada, sanık Yunus Emre Geçti’yi, şehit polis Şeyda Yılmaz’a karşı “görevli memura karşı taammüden öldürme” hatasından ağırlaştırılmış müebbet, polis memuru K.H.S.’ye karşı “görevli memura karşı taammüden öldürmeye teşebbüs” cürmünden 20 yıl, annesi Pınar Geçti’ye karşı “olası kastla yaralama” hatasından 3 yıl, “görevi yaptırmamak için direnme” cürmünden ise 3 yıl 9 ay mahpusa çarptırmıştı.
Sanığın tutukluluk halinin devamına da hükmeden heyet, “gece vakti cebir kullanarak yağma” kabahatinden ise sanık hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına hata duyurusunda bulunulmasını kararlaştırmıştı.
Kararın akabinde evrak istinafa taşınmıştı.