Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Davos’ta düzenlenen 55. Yıllık Toplantıları, “Akıl Çağında İşbirliği” temasıyla başlıyor.
Kendisi küçük fakat tesiri büyük İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen tepe 24 Ocak’ta sona erecek. Doruğa 130’dan fazla ülkeden iş insanı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi olmak üzere 3 bine yakın iştirakçi dahil olurken, 60’ı devlet başkanı ve başbakan olan çeşitli isimler iştirakçilere hitap etmeye başladı.
Donald Trump Davos’ta değil ancak ismi dünya seçkinleri için düzenlenen yıllık toplantıda herkesin lisanında. Çiçeği burnunda ABD liderinin tesiri İsviçre’deki Dünya Ekonomik Forumu’ndaki her salonda, toplantı odasında ve koridorda belirginleşiyor.
HERKESİN GÖZÜ CEP TELEFONUNDA
Katılımcılardan birinin esprili bir biçimde söylediği üzere:
“Donald Trump’ın her isminin geçtiği masadan bir pound alsaydım, muhtemelen İngiltere’nin ulusal borcunu öderdim.”
Delegelerin Davos’a geldiği birinci gün Trump’ın misyona gelir gelmez imzaladığı bir dizi başkanlık kararnamesi hakkında bol bol konuşuldu. Ve beşerler daima olarak Trump’ın ne yaptığına dair güncellemeler için telefonlarını denetim ediyorlardı.
Trump’ın Beyaz Saray’daki birinci devrinde barizleşen öngörülemezlik geri döndü ve üst seviye yöneticiler ile siyasetçiler tekrar gözlerini haberlerdeki son dakika gelişmelerine dikti. Örneğin delegelerin kimileri vergileri düşürme ve düzenlemeleri azaltma uğraşını alkışlarken, başkaları muhtemel bir global ticaret savaşı konusunda endişeleniyor.
Görüş ne olursa olsun, Alpler konferansı bir defa daha Trump’ın binlerce mil öteden sohbete hakim olma konusundaki harika yeteneğini gözler önüne serdi.
DAVOS TRUMP’A KARŞI MI?
Her yıl, yaklaşık 2 bin 500 yönetici, ekonomist, siyasetçi ve gazeteci, “insanlara yatırım yapmak”, “büyümeyi tekrar hayal etmek” ve “iklim-ticaret çemberini karelemek” üzere çok değerli temaları tartışmak için İsviçre’deki kayak merkezine geliyor.
Bu tip temalar, Amerikan Liderinin yakın etrafı için lanetli. Zira o, misyona başladıktan birkaç saat sonra, ABD hükümetinin tabiat dostu “çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık” (DEI) kurallarını yırtıp attı ve petrol-gaz sondajına iki katına çıktı.
‘STEROİD KULLANAN BİR ABD’
Gündem çatışmasına karşın, Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü Davos’ta, bilhassa ABD iş başkanları ortasında heyecan yaratıyor. Bankacılık devi JP Morgan’ın varlık yönetimi başkanı Mary Erdoes, bir panelde Wall Street’in “harekete geçme modunda” olduğunu söyledi.
İngiliz reklamcılık gurusu ve özünde ‘Davos adamı’ Sir Martin Sorrell ise tenkitlerinde epeyce sert tabirlere yer verdi:
– Reagan’dan beri hayvani ruhların bu kadar yüksek olduğu bir vakti hatırlamıyorum. İzlenimler olumlu. Bu, steroid kullanan bir Amerika…
‘ORTAM TİCARET SAVAŞINA HAZIR’
Avrupa için, Washington’dan esen yaklaşan soğuk rüzgarlar konusunda çok fazla dehşet var. Bu hafta başında tarifeleri duyurmaktan kaçınmış olsa da, Trump başka ülkelerin “haksız ticaret uygulamaları” hakkında kapsamlı bir inceleme başlattı: Daha fazla tehdit ve mümkün bir ticaret savaşı için ortamı hazırladı.
Trump hiç vakit kaybetmeden Avrupa Birliği’ne tenkitlerini sıraladı ve bloğun ABD’ye “çok, çok kötü” davrandığını argüman etti. En uygun ihtimalle kıtanın varlık yöneticileri için karışık bir tablo ve Amerika’ya ihracat yapmaya güvenen şirketler için potansiyel bir felaket sinyali verdi.
Bu ortada, Avrupalı diplomatlar Beyaz Saray’dan gelebilecek rastgele bir hamleyi geciktirmek için çabalıyor. Trump’ın takımı binlerce kilometre uzaktaki Washington’da olduğundan, bunu yapmanın en kolay yolu şimdilik televizyon yayınlarda, toplumsal medyada, podcastlerde, radyoda… onlara bol bol iltifat etmek.
AZ ÖVGÜ, BOL ENDİŞE
Davos ortalarında, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde’ın da bulunduğu birkaç değerli ismin, Trump’ın çabucak gümrük vergisi koymama tarafındaki kararına övgülerine de sahne oldu.
Ancak herkes Brüksel’in hazır olması gerektiği konusunda tıpkı fikirde. Trump’ın son başkanlığından bu yana AB, Amerika’nın kıta mallarına daha yüksek ithalat vergileriyle vurması durumunda süratle misilleme yapmasına müsaade verecek ticaret kurallarını yürürlüğe koydu.
Lagarde CNBC’ye “Avrupa’da yapmamız gereken şey hazırlıklı olmak ve karşılık vermek için ne olacağını iddia etmek” dedi. İngiltere’de bakanlar, Brüksel’i yahut Washington’ı kızdırmadan bu tehlikeli sularda yol almayı umuyorlar lakin bunun mümkün olup olmayacağı belgisiz.
Harvard Üniversitesi’nde iktisat profesörü olan Kenneth Rogoff Trump’ı şöyle kıymetlendirdi:
– Gümrük vergileri herkesi bunaltıyor fakat yalnızca gümrük vergileri değil. Çok kaotik ve Trump’ın ne yapacağını ya da ne isteyeceğini nitekim bilmiyoruz. Her dakika fikrini değiştiriyor, bir şey için pazarlık ediyor ve sonra iki katını istiyor.
ONU GÖRMEZDEN GELMEK Mİ? İMKANSIZ!
Trump’ın Brüksel’e hangi cezaları vereceği konusundaki telaşların yanı sıra, birçok Avrupalı yönetici Amerika ile AB ortasındaki büyüyen ekonomik uçurumdan da tasa duyuyor.
Trump ve destekçileri, kendilerini istihdam eden şirketleri dava etmekle tehdit ederek ESG (çevresel, toplumsal ve yönetişim) ve DEI siyasetlerine karşı çabayı sürdürürken, Avrupa’daki kurumsal yatırımcılar onları savunmaya devam ediyor.
Davos jet sosyetesi Trump hakkında ne düşünürse düşünsün, bir şey inkar edilemez bir biçimde gerçek: Onu görmezden gelemezler.
*** The Telegraph
Leave a Reply