Aydın ve Muğla vilayet hudutları içerisinde yer alan 6 bin 721 hektar yüzey alanına sahip, 25 metre derinliğe kadar ulaşan ve 80 familyaya ilişkin 237 cins, 325 çeşit bitkiyle flamingo başta olmak üzere binlerce kuşa konut sahipliği yapan Bafa Gölü’nde, geçen yıl ekim ve kasım ayı içerisinde suda çekilme ve kirlilik oluştu.
Bölgedeki çekilme nedeniyle kimi balıkçı tekneleri karada kalırken, kirlilikle pis koku da yayılmaya başladı.
5 Kasım’da göldeki ekolojik değişimlerin incelenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Kurulu tarafından bir heyet, Bafa Gölü’ne geldi.
GÖLDEKİ SU DÜZEYİ YÜKSELDİ
Bölgede aralık ve ocak aylarında tesirli olan yağışlarla birlikte göldeki su düzeyi yükseldi.
Diğer yandan bölgede bulunan ziraî ve hayvansal tesislerdeki kirleticilerin, dere yataklarına oradan da Bafa Gölü’ne akması nedeniyle göl ve etrafında kirlilik sürüyor.
Gölün birtakım kısımları kızıla bürünürken, tesislerden gelen kirlilikle birlikte başta cam şişeler olmak üzere katı evsel atıkların da bölgeye atıldığı görüldü.
‘YOĞUN BİR KİRLİLİK YÜKÜNE MARUZ’
MSKÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Kısmı Su Kaynakları Anabilim Kolu Lideri Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, konuya ait açıklamalarda bulundu. Bölgedeki kirliliğe dikkati çeken Doç. Dr. Özçelik, “Bafa Gölü, Ege Bölgesi’nin en büyük gölü. Tarihi Latmos Körfezi içerisinde yer alıyor. Bölgede birçok antik kent yer almakta, doğal hoşluklarının yanında harika tabiatı nedeniyle her yıl binlerce göçmen kuş ziyaret ediyor. Bu bölge uzun mühlet kuraklık sonucunda hayli su düzeyi çekilmişti. Son 2 ayda bölgeye düşen yağışlarla bir arada ki bu yağışlar, Türkiye ortalamasının neredeyse yarısı kadar bir yağışı 1 ayda aldı. Su düzeyi epey yükseldi. Su düzeyi, şu an da ana yola gerçek erişmiş durumda. Fakat üzülerek söyleyebilirim ki bölge hala kirleticilerin altında, etrafta bulunan gerek ziraî gerekse hayvansal faaliyet gösteren işletmeler tarafından ağır bir kirlilik yüküne maruz” dedi.
‘BENZER AKSİLİKLERİN YAŞANMASIYLA KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ’
Doç. Dr. Özçelik, “Geçtiğimiz aylar içerisinde Meclis Komitesi, bu bölgede bir araştırma başlatmıştı. Bu araştırmalar sonucunda göle giren kirleticilerin tespiti ve gölün gelecek nesillere aktarılması için yapılacak tedbirler kararlaştırılmış ve araştırılmaya başlanmıştı. Maalesef kirlilik tesirleri ağır bir formda sürüyor. Göl düzeyindeki bu yükseliş ve göldeki canlanmanın önümüzdeki periyot için bir fırsat olarak kıymetlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu tesislerden gelen kirleticilerin bir an evvel tespit edilerek azaltılması ve göle pak su girişinin sağlanması gerekiyor. Önümüzde bahar ve yaz ayarlarında bilhassa Büyük Menderes Irmağı’ndan gelen suyun azalmasıyla birlikte tekrar misal aksiliklerin yaşanmasıyla karşı karşıya kalabiliriz” diye konuştu.
‘KIRMIZILAŞMAYI GÖREBİLİYORUZ’
Gölde incelemelerde bulunduklarını ve numune aldıklarını tabir eden Doç. Dr. Özçelik, “Göl etrafında ana kirleticilerin bulunduğu noktalarda incelemelerde bulunduk. Bilhassa tarım alanlarından dönen suların Bafa Gölü’ne karıştığını gördük. Başka taraftan da işletmeler vasıtasıyla kuru dere yataklarına dolan suların yağışlarla birlikte Bafa Gölü’ne eriştiğini gördük. Aldığımız numunelere baktığımız da siyah ve kahverengi biçiminde yağ atığı üzere bir renk gözleniyor. Bu suların göle eriştiği noktalarda gölü kırmızıya dönüştüren bir durum kelam konusu. Bilhassa rüzgarın tesiriyle birlikte kıyı bölgelerinde Bafa Gölü’nün etrafında kırmızılaşmayı görebiliyoruz” dedi.
Leave a Reply