Romulus, Remus ve Khaleesi isimleri verilen kurtlar, ABD’de 2 bin dönümlük müdafaa altındaki özel bir alanda hayatlarını sürdürüyor. Şirketin CEO’su Ben Lamm, “13 bin yıllık bir diş ve 72 bin yıllık bir kafatasından aldığımız DNA ile sağlıklı Ulukurt yavruları yarattık,” dedi.
Daily Mail’de yer alan habere nazaran; Colossal grubu, Sheridan Pit (Ohio) ve American Falls (Idaho) bölgelerinden elde edilen fosil kalıntılarından antik DNA çıkardı. Akabinde, bu genetik gereci en yakın akrabaları olan gri kurtların DNA’sıyla birleştirerek genetik kodu yine oluşturdu.
Klonlama süreci, somatik hücre nükleer transfer usulüyle yapıldı. Yani beden hücresinden alınan DNA, çekirdeği çıkarılmış bir yumurta hücresine aktarıldı ve elde edilen embriyolar taşıyıcı canlılara nakledildi.
Üç başka hamilelik sonucu doğan yavrular, genetik olarak 15 farklı Ulukurt genini taşıyor. Bu genlerin 10 bin yıldır hiçbir canlıda faal olmadığı belirtiliyor.
Colossal’ın Baş Bilim Sorumlusu Dr. Beth Shapiro, bu sürecin paleogenetik alanda çığır açtığını belirtti. “Mükemmel bir referans genomu olmadan eski DNA’yı tekrar inşa etme prosedürümüz, paleogenom çalışmalarında yeni bir standart oluşturdu” dedi.
Ulukurtlar, gri kurtlara kıyasla yaklaşık yüzde 25 daha büyük, daha kalın beyaz kürke ve daha güçlü çenelere sahipti. Çoklukla at ve bizon üzere büyük hayvanlarla beslenen bu yırtıcılar, diyetlerinin en az yüzde 70’ini etten alıyordu.
Colossal geçtiğimiz ay, mamut DNA’sı kullanarak tüylü fare üretmişti. Fakat şirketin kesin gayesi mamutları da hayata döndürmek. Bu gelişmelerin sırf kuşağı tükenen çeşitler için değil, birebir vakitte tehlike altındaki cinslerin korunmasında da kullanılabileceği belirtiliyor.
Dr. Christopher Mason, “Ulukurdun geri getirilmesi yalnızca bilimsel değil, birebir vakitte insanlığın hayat üzerindeki sorumluluğunun bir göstergesi. Bu teknoloji, gelecekte jenerasyonu tehlikede olan pek çok çeşidi korumak için de kullanılabilir” sözlerini kullandı.