Avustralya’daki Sydney Üniversitesi’nden araştırmacılar, günlük adım sayısını artırmanın hareketsiz hayat üzerindeki tesirini gözlemlemek için İngiltere Biyobankası’na katkıda bulunan 72 bin 174 gönüllünün bilgilerini tahlil etti.
Katılımcılar, bir hafta boyunca bileklerine takılan ivmeölçerler aracılığıyla attıkları adım sayısını ve oturarak geçirdikleri süreyi kaydettiler. Çalışmada, günde ortalama 11 saat hareketsiz kalan bireyler, ‘yüksek hareketsiz kalma süresi’ kategorisinde yer alırken, daha az vakit hareketsiz kalanlar ‘düşük hareketsiz kalma süresi’ olarak sınıflandırıldı.
İlk iki yıl boyunca berbat sıhhate sahip olabilecek iştirakçiler çalışmaya dahil edilmedi, bu nedenle bulguların sadece birinci iki yıl boyunca genel olarak sağlıklı olan bireyler için geçerli olduğu bildirildi.
Çalışmanın sonunda uzmanlar, çok hareketsiz hayat biçimini dengelemek için günlük 9 bin ila 10 bin adım atmanın ülkü olduğunu aktardı.
Ayrıca, günlük yaklaşık 4 bin ila 4 bin 500 adım atıldığında sıhhat yararlarının ortaya çıkmaya başladığı tespit edildi. Araştırmanın sonuçları, atılan adımların kardiyovasküler hastalık riskini yüzde 21, erken vefat riskini ise yüzde 39 oranında azalttığını gösterdi.
Çalışmanın başyazarı Matthew Ahmadi, araştırmanın bulgularıyla ilgili, “Bu, uzun mühlet hareketsiz kalan bireyler için bir ‘kıl hissesi kurtuluş yolu’ değil. Lakin, her türlü hareketin kıymetli olduğu ve insanların günlük adım sayılarını artırarak kaçınılmaz hareketsiz vaktin sıhhat üzerindeki olumsuz tesirlerini telafi edebileceği istikametinde değerli bir halk sıhhati bildirisi veriyor” değerlendirmesini yaptı.