CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin küme toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Özel, konuşmasına geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i anarak başladı.
(Zekeriya Albayrak/Sözcü)
Asgari fiyatlı ve emekli için hem patronu hem de vatandaş için makul bir fiyat talep edeceklerini belirten Özel, Meclis kapanmadan artırım uğraşı vereceklerini kaydetti.
CHP lideri ayrıca tüm işçileri sendikalaşmaya davet etti.
(Zekeriya Albayrak/Sözcü)
‘ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA ARTIRIM TALEBİMİZİ AÇIKLAYACAĞIZ’
Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Özel, partisinin küme toplantısı altın hesabı yaparak taban fiyatlı ve emeklinin kaybını anlattı. Minimum fiyat olmuş ortalama fiyat olmuş, genel fiyat olmuş… Türkiye’de yüzde 60’a yakın minimum fiyatlı var. Olağanda artırım yapacaksınız, maaşının üstüne enflasyon koyarsınız. Refah hissesi da koyarsın. Refah hissesi vermiyorlar, büyüme hissesi vermiyorlar, yalnızca enflasyon veriyorlardı. O da TÜİK’in eflasyonunu veriyorlar. Olağanda yüzde 80, TÜİK açıklıyor yüzde 39. En makul hesaba 35 bin, en düşük 30 bin olması gerekirken 22 bin verdiler. Minimum ücretliden 8 bin lira çaldılar. Enflasyon tek haneyi geçtiyse yılda 4 defa güncellemek gerekiyor diyordu Erdoğan. Seçimleri kazandı, bir lira bile taban ücretliye artırım yapmadı. Şu anda alım gücü 19 bine düştü TÜİK’e nazaran… Önümüzde 6 ay daha bu parayı harcayın diyorlar. Birebir formda emekliler de o denli… Emekliye de seyyanen artırım yapılması gerekiyor. Sendikaları gezdik, esnaf konferedasyonlarını da gezip fikirleri aldık. Önümüzdeki hafta göstereceğiz. Bir paket açıklayacağız.
(Zekeriya Albayrak/Sözcü)
‘MECLİS KAPANMADAN GÜNDEME GETİRECEĞİZ’
2002’de 7 çeyrek altın alınıyordu, 2025’te 3 çeyrek altın. 4 altın kaybetti taban ücretliler. Emekli ise 2002’de 8 çeyrek altın alıyordu, 2025’te 2 altın alınabiliyor. 6 çeyrek altın kayıp. Meclis kapanmadan emekliye seyyanen artırımı gündeme getireceğiz. Taban fiyata Temmuz ayında artırım yapılması için hem Meclis’te hem de sokakta uğraş edeceğiz. Bu artırımı alacağız ya da vermeyeli yollayacağız. Sendikaların yanındayız, onur gayretin destekçiyiz. Tüm emekçileri sendikalı olmaya davet ediyorum.
(Zekeriya Albayrak/Sözcü)
‘AL SANA 50 LİRALIK MAZOT’
Benzine ve mazota artırım geldi mi? İğneden ipliğe her şeye artırım geliyor demek. Zira hem nakliye sarfiyatları açısından hem üretim, güç masrafları açısından ikisine artırım geldi mi her şeye artırım gelecek. İğneden ipliğe, ekmekten çocuğun çorabına kadar her şeye artırım gelecek. İki gecede bir bir buçuk lira bir buçuk lira dün gece gelen 170 lirayla birlikte maalesef 1 litre mazot 50 lirayı geçti. 52 lira – 53 lira oldu. Ve 1 litre mazottan alınan vergi 20 lirayı geçmiş durumda. Artık onu söylüyorsun bir şey. Bunu söylüyorsun bir şey. AK Parti’nin yıllarca yaptıklarını savunan birtakım alanda elemanları, televizyonda elemanları, toplumsal medyada birtakım savunucuları vardı. Onlara onlara mazota artırım geldi deyince ne diyordu?
(Zekeriya Albayrak/Sözcü)
Beni ilgilendirmez ki ben aslında 50 liralık alıyorum. Al sana 50 liralık mazot. Al sana 50 liralık mazot. O bana ne esasen 50 lira alıyorum diyen 50 liraya artık 1 litre mazot alamıyor. Burası da gitti. Lakin ona, ona sen 2018’de Tayyip Bey’e oy verdin. Biz yapma dedik. Biz dedik ki bu tek adam rejimi Türkiye’ye güzel gelmez. Tayyip Bey gelirse ekmek güçülür. Artırımlar gelir. O dedi ki verin yetkiyi, görün etkiyi. Bakalım nasıl düşüreceğim enflasyonu, ucuzlatacağım hayatı, nasıl düşüreceğim faizleri, doları, euroyu, mazotu, akaryakıtı nasıl indireceğim görürsünüz. Yetkiye muhtaçlık var. Verdiler yetkiyi, gördük ettiğini.
(Zekeriya Albayrak/Sözcü)
Tek adam rejimi başladığında 50 litre mazot bunu dolduruyordu. Tek adam rejimi geldiğinde 50 lira verdin mi bu kadar mazot alıyordun. Artık 1 litre mazot alamıyorsun. Bundan sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın tek adam rejiminin tesirini merak edenler bunu görsünler. Bir yanda bir bidon mazot, bir anda 1 litre bile mazot.
‘BUNLARI TÜRKİYE’DEN BİRİ DESEYDİ…’
Maalesef ülkemizin etrafı yangın yeri. Üstte Rusya ile Ukrayna Suriye’de istikrarsızlık sürüyor. Filistin’de de Gazze, Filistin’de ve Gazze’de katliamlar sürüyor. Gazze’de 50.000’den fazla sivil öldürüldü. Birçok bayan ve çocuk. Dünyadan kâfi yaptırım görülmeyince öbür taraftan Türkiye Netanyahu ile iç siyasette kullanılacak kadar çok dışarıya duyulmayacak bir ses tonuyla Netanyahu’ya reaksiyon gösterip onunla küçük harflerle konuşup temel onu azdıran, kudurtan Trump’a bir laf söylemeyince. O denli ya Gazze hoşmuş diyor. Oralara kıyı kasabaları, kumarhaneler yapacağım. Filistinlileri de başka ülkelere dağıtacağım. Bunu, bunu olağan koşullarda birisi gazetesinin köşesinde yazsa Türkiye’nin ayağa kalkması o ülkeye reaksiyon göstermesi, soykırım ve techiri kınaması, bunun bir insanlık hatası olduğunu, bunun fikir özgürlüğüne dahi giremeyeceğini söylemesi lazım.
‘SUS PUS OTURUYORSUN’
Trump gözünün içine baka baka Erdoğan’ın soykırıma susuyor. Tehciri oradaki Filistinlileri oradan sürmeyi oralara kumarhane yapmayı, İsrail’in tapulu malı yapmayı önündeki hidrokarbon yataklarını denizdeki Avrupa’ya 100 yıl yatıyor. 100 yıl. Oralara çökmeyi planlamış, programlamış bizimkiler de sus pus oturuyor. Biz buna karşı geçtiğimiz pazar günü Sayın Genel Başkan Ahmet’ın davetiyle Saadet Partisi önderliğinde bir mitingde sesimizi yükselttik. O mitingdeki talepler, o mitingdeki yaklaşımlar mitinge katılanlar tarafından ve mitingi takip edenler tarafından büyük bir umutla karşılandı. Zira Filistin’in bizden beklediği budur. Ben orada söylediğim bir cümleyi tekrar edeyim. Biz Filistin sorununu partimizin temel sorunu olarak görürüz. Biz merhum Bülent Ecevit’in Arafat’ın gerisinde durduğu yerdeyiz. Biz Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin Kurtuluş Örgütü’ne verdiği takviyenin tam orasındayız.
‘TRUMP’A AĞZINIZI AÇAMAYIŞINIZIN SEBEBİ İMAMOĞLU MU?’
Siz Filistin probleminde neredesiniz? Trump Filistin’i boşaltırken neredesiniz? Oraları kumarhane yaparken neredesiniz? Önündeki hidrokarbon yataklarına, doğalgaza çökerken neredesiniz? Suriye’de başına nazaran bir taksimle bir planlamayla kimselerin bilmediği tali bir misyona razı olmanızın bugün de İsrail’in İran’ı vurması karşısında Trump’a ağzınızı açamayışınızın sebebi ne? Neyi takas ediyorsunuz? Türkiye’nin hangi menfaatleriyle hangi şahsi menfaatleri takas ediyorsunuz? 19 Mart darbesinden evvel ABD’yi arayıp Türkiye’nin seçilmiş belediye liderlerine gelecekteki bütün anketlerde seni yendiği belirli olan geleceğin Cumhurbaşkanı adayımıza geleceğin iktidarına darbe yapmanın karşısında bu konumu mu tutuyorsunuz?