CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yaptığı ziyareti akabinde kıymetli açıklamalarda bulundu. Özel, hakkında hazırlanan dokunulmazlık belgeleri TBMM Anayasa ve Adalet Komitesi üyelerinden oluşan Karma Kurula gönderilmesine ait “Bir ben kaldım, beni de atsın mahpusa. Biz demirden korksaydık, trene binmezdik. Bizim gündemimizde fezleke, dokunulmazlık yok” sözlerini kullandı.
Özel’in açıklamalarından öne çıkan sözler şöyle;
– Hiçbir mahallî yöneticimiz, İstanbul’da da olsa burada da olsa hiçbir yerde de olsa yargılanmaktan hesap vermekten muaf değil. Buna bir itirazımız yok! Kâfi ki yargılama adil olsun, süratli olsun, savunma hakları kısıtlanmasın. Kamu vazifelileri cürüm sayılacak prosedürlerle, bu davaları ilerletmeye çalışmasınlar ve bilhassa de tutuksuz yargılama temel olsun.
– Bugün bütün hukuk fakültelerinde tutukluluk önleminin çok istisna, tutuksuz yargılamanın ana kural olduğu öğretiliyor fakat geçtiğimiz 100 günlük pratikte İstanbul’da gördüklerimiz, bu hususta bizi endişelendiriyor. Ve burada inanılmaz şişirilmiş sayılarla, yani geçmişte bir şirketten bahsediyor o şirkette yönetim kurulu üyeliği yapmış herkes gözaltında. Meğer biliyorsunuz bu bu türlü çıkacak ki o şahısların hiçbir sorumluluğu olmayacak. Sorumlu olanların diğer sorumlulukları olacak ama yönetim kurulu üyesi diye o şirkette, siz şirketin bütün yönetim kurulu üyelerini gözaltına alamazsınız. Çok sayıda kişinin gözaltında olduğu devasa bir operasyon imgesi verilmek isteniyor. Bu işin sonunda da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çok sayıda şu anki misyonlarında bulunan, geçmişte öbür vazifelerde bulunmuş bireyler gözaltındalar. Bunun bir an evvel sonlanmasını, yargılanacak olanların tutuksuz olarak yargılanmasını, bu algı operasyonunu 150 kişilik falan sıkıntının de olağan hudutlar içinde değerlendirilmesini bekliyoruz.
– İzmir’in geçmiş pratiğinde sayın Aziz Kocaoğlu’nun 379 yılla 33 cürümden yargılanmadığını, tutuksuz yargılandığını ve teker teker her bir suçlamadan yargı önünde beraat ettiğini hatırlayalım. O gün tutuklama yapmış olsaydınız, İzmirlinin ‘Beni yönetsin’ dediği bireye İzmir’i yönettirmemiş, sonuçta da beraat edilecek olan şahsa boşu boşuna bir sürü mahpus yatırmış, yakınlarına da zulüm etmiş olurdunuz. Böylesi bir somut örnek de varken, biz tutuksuz yargılama, adil, süratli bir yargılama bekliyoruz. Bunun üzerine, en sonunda kamuoyunu da ikna ettirecek bütün somut kanıtları ortaya koyacak formda bir kabahat varsa, esasen onun ardında kimse durmaz. Lakin buradan bir cürüm varlığını bütün herkesin üzerine örtmek ve ‘içlerinden birileri kesinlikle suçlu’ diyerek herkesi zan altında bırakmak değil, en süratli ve en adil yargılamanın tercih edilmesini bekliyoruz.
– Bir ben kaldım, beni de atsın mahpusa. Biz demirden korksaydık, trene binmezdik. Bizim gündemimizde fezleke, dokunulmazlık yok.
Ayrıntılar geliyor…