Son periyotlarda AKP’ye yönelik tenkitle gündeme gelen AKP kurucularından eski TBMM Başkanı Bülent Arınç AKP’nin kuruluş devrinde dikkat çeken bir bildiri paylaştı.
Arınç, “Geriye döner ve 2001 öncesi Türkiye’sine şöyle bir göz atarsak AK Parti’nin kıssasını fakat o vakit anlayabiliriz. Siyasî istikrarsızlık, ekonomik buhranlar, toplumda siyaset sistemine dair güvensizlik, yapay gündemler, toplumun beklentilerinden uzak yönetimciler ve daha birçok sorun içerisinde bocalayan bir ülkemiz vardı. Bu atmosfer içerisinde Merhum Erbakan Hocamızın liderliğinde kısa bir devir iktidar ortağı fakat uzun bir müddet muhalefet olarak siyaset yapma uğraşı göstermiştik.” dedi.
Arınç, “Partilerimiz kapatılmış, siyasî yasaklar almış ve her gün türlü maniler ile gayret etmek zorunda kalmıştık. Toplumun pak siyaset, istikrar ve demokrasi talebinin en üst düzeylere ulaştığı devirde bu beklentilere karşılık vermek ismine Faziletliler Hareketi olarak AK Parti’yi kurduk ve halkımızın terazisine çıktık. Her vakit olduğu üzere bu terazi tekrar hiç şaşmadı ve milletimiz, AK Parti’yi bağrına basarak onu tek başına iktidara taşıdı.” kanısını lisana getirdi.
Arınç şu sözleri kullandı:
Kısa iktidar paydaşlığı yanında uzun müddet muhalefet olarak yürüttüğümüz uğraş bizleri pişirmiş ve ortaya epeyce deneyimli ve uzman bir siyasî takım çıkmasına neden olmuştu. Bu takım içerisinde de başkanımız bugün Cumhurbaşkanımız ve Genel Liderimiz olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dı. Onun liderliğinde meskenimiz olan AK Parti’mizi inşa ettik. Sonrasında ise bir yandan milletimize hizmet davası güderken öbür yandan da kapatma davaları, Seyahat Olayları, 17-25 Aralık kumpasları ve son olarak da 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü üzere birçok olaya daima birlikte göğüs gerdik. Hepsinin altından da milletimizin dayanağı ile kalktık.
Erdemliler Hareketini meydana getiren ruh ve şuur AK Parti’nin genetik kodlarında mevcuttur. Bugün muhtaçlık duyduğumuz şey, toplumun değişen dinamikleri paralelinde bu ruh ve şuur ile yeni bir yorum ve kucaklaşmadır. Ayrıyeten bu davaya birlikte emek verdiğimiz, sevinçte ve hüzünde ortak olduğumuz, muvaffakiyetlerde hisse sahibi olmuş yol arkadaşlarımız ve eski dostlarımızı da büyük bir sevgi ile bağrımıza basmalı ve onlarla tekrar maksada yürümeliyiz.
Bugünden geriye dönüp baktığımda şunu söyleyebilirim: Siyasî hayatımın en gerçek kararı 14 Ağustos 2001 günü yol arkadaşlarım ile birlikte elimizi taşın altına koyarak AK Parti’yi kurmak oldu. Tüm yol ve dava arkadaşlarıma, bayrağı bizden devralanlara ve daha da ileriye taşıyacak olanlara sonsuz teşekkürler…
AK Parti’nin, konutumuzun 24. yaşı kutlu olsun.