CHP Genel Lider Yardımcısı Yalçın Karatepe, “İktidar uygulamakta olduğu programı uygulamaya epeyce kararlı. Yani çalışanları fakirleştirmeye, enflasyon karşısında ezdirmeye epeyce kararlı. Her ne kadar Merkez Bankası fiyat artışında kendilerinin bir dahli olmadığını söylese de onların 2026 yılı için öngördükleri enflasyon oranıyla, kamu çalışanlarına sunulan teklifin örtüşmesi aslında bu süreçte bu kadar da suçsuz olmadıklarını net bir biçimde gösteriyor” dedi.
Karatepe, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, “enflasyonla çaba edeceğiz” diye yola çıkanların, enflasyonla gayret etmenin aracını vatandaşı yoksullaştırmakta bulduklarını söyledi.
Ücret, emekli aylığı ve maaş artışlarında önemli sınırlamalar getirildiğini söz eden Karatepe, kamu çalışanlarının maaşlarına 2026’dan itibaren yapılacak artışa ait toplu kontrat görüşmelerinin yapıldığını hatırlattı.
CHP Genel Lider Yardımcısı Yalçın Karatepe
“MERKEZ BANKASI SAF DEĞİL”
Karetepe, 5 milyonun üzerinde kamu çalışanının gözünün kulağının bu görüşmelerden çıkacak ya da bu sürecin sonunda belirli olacak artış oranında olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
“Hatırlayacağınız üzere yaklaşık 10 gün evvel iktidar kamu çalışanlarına birinci teklifini açıklamıştı. Hepimiz 2026 yılının birinci 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6’lık oranı nasıl buldular diye merak ettik. Ancak bu merakımız uzun sürmedi. Geçen hafta Merkez Bankası yılın 3’üncü enflasyon raporunu yayımladı. Hem 2025 yılı için hem de 2026 ve takip eden yıllara ait enflasyonun nasıl seyredeceğine ait fikirlerini kamuoyuyla paylaştı. Çok enteresandır, 2026 yılında Merkez Bankasının beklediği enflasyon oranı yüzde 16 olarak açıklandığını geçen hafta perşembe günü yapılan Enflasyon Raporu sunumunda net biçimde gördük.
Kamu çalışanlarına teklif edilen yüzde 16,6 artırım ile birebir örtüşen bir enflasyon kestirimi olduğunu net biçimde gördük. Bu bize şunu gösteriyor; aslında iktidar uygulamakta olduğu programı uygulamaya epey kararlı. Yani çalışanları fakirleştirmeye, enflasyon karşısında ezdirmeye epeyce kararlı. Her ne kadar Merkez Bankası fiyat artışında kendilerinin bir dahli olmadığını söylese de onların 2026 yılı için öngördükleri enflasyon oranıyla, kamu çalışanlarına sunulan teklifin örtüşmesi aslında bu süreçte bu kadar da suçsuz olmadıklarını net bir biçimde gösteriyor. Aslında lider yardımcılarının açıklamalarına baktığımız vakit aslında ‘Geçmişe nazaran endekslemeyi bırakalım, ileriye yönelik ya da kestirimlere bağlı olarak fiyat artışlarını belirleyelim’ kısmının bu son teklifte epeyce beden bulduğunu net bir biçimde görüyoruz.
“MEMURLARA VERİLEN TEKLİF YETERSİZ”
İktidar ve Merkez Bankası bu kadar açık bir biçimde yakalanınca kamuoyundan gelen yansıları de dikkate alarak dün akşam yeni bir teklifte bulundu, dedi ki, ‘Biz teklifimizi artırıyoruz birinci 6 için yüzde 11, 2’inci altı ay için yüzde 7. Bu da yıllık olarak yüzde 18,77 yapar. ‘Madem Merkez Bankası enflasyonu yüzde 16 bekliyor, yüzde 18,77’lik bir artış oranı âlâ bir oran’ diyebilirsiniz. Lakin bunu derseniz yanılırsınız. Zira Merkez Bankasının yüzde 16’lık enflasyon beklentisi, enflasyon kestirim aralığının ortasına denk gelmektedir. Merkez Bankası 2026 yılında enflasyonun yüzde 20 olarak da çıkmasının kelam konusu olduğunu çok açık bir formda söz ediyor. Münasebetiyle yapılan artış Merkez Bankasının öngördüğünün üzerine çıkan bir artışa denk gelmemektedir. Hala Merkez Bankası enflasyon kestirimine paralel bir artışla karşı karşıyayız. Kamu patronu tarafından yapılan bu artış çok yetersiz.”
ÜCRETLİ ÇALIŞANLARIN HAKKI İNSANCA YAŞAYABİLECEKLERİ BİR GELİR
Karatepe, vatandaşların omuzlarında çok önemli bir vergi yükü olduğuna değindi. Fiyatlı çalışanların insanca yaşayabilecekleri bir gelire ulaşmayı hak ettiklerini söyleyen Karatepe, şöyle devam etti:
“Bunun yolu da gelirlerinde önemli bir artış yapmak. Aksi taktirde derinleşen yoksulluk altında ezilmeye devam edecekler. Olağan biz çalışanların maaşlarından kelam ediyoruz lakin her ne kadar kazandıkları geçinmelerine imlan vermiyor olsa da bu insanların omuzlarında çok ağır bir vergi yükü olduğunu bir kere daha tabir etmek isterim. Bugün Türkiye’de iktidarın topladığı ya da Hazine’nin elde ettiği toplam vergi gelirinin yüzde 66’sı dolaylı vergilerden oluşuyor. Bunun büyük çoğunluğunu da siz vatandaşlarımız harcama yaparken ödüyorsunuz. Yani para harcadığınız vakit yüksek oranda dolaylı vergi ödüyorsunuz. Ancak yalnızca harcarken değil, kazanırken de ödediğinizi hatırlatmak isterim. Türkiye’de elde edilen gelir vergisinin yüzde 65,4’ü, ki bu TEPAV’ın çalışmasında net bir biçimde 2024 yılı için ortaya konmuştur, vatandaşların omuzlarında çok ağır bir vergi yükü var.”
“ŞİMDİKİ YURTLAR 15-16 KİŞİLİK ODALARDAN OLUŞUYOR”
Karatepe, eğitim-öğretim yılının başlamak üzere olduğunu hatırlatarak, “Bugün Türkiye’de yurt imkanlarına baktığınız vakit büyük kısmının yalnızca öğrencilerin yatmalarına imkan veren, 15-16 kişilik odalardan oluştuğunu biliyoruz. Biz CHP olarak iktidara geldiğimizde birinci bir yıl içerisinde 2 kişilik, azamî 3 öğrencinin yaşadığı, içinde tüm imkanların bulunduğu; çalışma masalarının, dolapların, banyosunun, tuvaletinin olduğu yurt imkanını sağlayacağız. Bakın bu çok güç bir şey değil. Ben de üniversite öğrencisiyken bir yurtta yaşadım. Yurdumuz ranzalı değildi ve 3 kişilikti. Bundan yıllar evvel çok âlâ şartlarda kalabiliyorduk. Ama, geldiğimiz noktada öğrencilerimiz nerede kalacaklarının kaygısını taşıyor” diye konuştu.