İmamoğlu’nun paylaşımında şu sözler yer aldı:
“Silivri Cezaevi’nden milletimize, tutsak olan bütün siyasi dostlarımıza, bürokratlarımıza ve yol arkadaşlarımıza sesleniyorum:
Hakkımızda açılan ve birçok insanın haksız, hukuksuz biçimde mahpusta tutulmasına neden olan bu dava, karanlık odakların kirli hesaplarına hizmet etmektedir. Her gün yeni bir skandala uyanan bu ülkede, adalete olan itimat her geçen gün daha da sarsılıyor. Halbuki devletin dini adalettir; adalet çökerse devlet de çöker.
Fatih Keleş kardeşime kurulan tuzak, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Bu kumpasların ardında, berbatlıktan beslenen ve daima yeni tezgâhlar kuran odakların varlığı açıktır.
Milletime çağrımdır:
Bu odakları görün, bilin, tanıyın. Zira dehşet verici senaryolar, farklı aktörlerin işbirliğiyle sahneye konulmaktadır. Konut mahpusunda olan ya da özgür dolaştığı argüman edilen iftiracılar, bu kirli oyunların figüranına dönüştürülmektedir.
Cezaevindeki yol arkadaşlarıma çağrımdır:
Siyaset–yargı–avukat–medya ekseninde kurulan kumpaslara karşı hep dikkatli olun. Kuşku duyduğunuz her olayı, ifadeyi kesinlikle yazılı, tarihli ve imzalı biçimde avukatlarınıza bildirin. Avukatlarınız gerekli süreçleri, ihbarları ve cürüm duyurularını anında yapmalıdır. Bu, hem içerideki yol arkadaşlarımızı hem de milletimizi tehdit eden mafya gibisi süreçlerin önünü almak için kaidedir.
Devletimize çağrımdır:
Bu seslenişimin ciddiyetle not edilmesini diliyorum. Adalet Bakanlığı’nı, Ulu Türk yargısının onurlu mensuplarını, İçişleri Bakanlığı’nı ve güvenlik güçlerini misyona çağırıyorum. Bu feryadımız milletimizin sesi, adaletin haykırışıdır. Türkiye’nin geleceği için adaletin tekrar tesisi zaruridir.”