Prof. Dr. Erkurt, aşırı sıcaklarda artan sıvı kaybının, böbrek taşı rahatsızlığına davetiye çıkardığını vurguladı.
Genç yaşta taş hastalığı geçirenler, ailesinde böbrek taşı bulunanlar ve daha evvel taş düşürmüş olanların yüksek risk kümesinde yer aldığını aktaran Erkurt, “Tedaviden evvel asıl maksat, taş oluşumunu en baştan engellemek. Bunun en kolay yolu ise kâfi sıvı alımından geçiyor. Risk grubundakiler, her 5 yılda yaklaşık yüzde 50-60 oranında tekrar taş oluşturabiliyor. Bu nedenle, bireye özel kıymetlendirme ve tedavi kaide.” değerlendirmesinde bulundu.
Her hastanın 24 saatlik idrar tahlili sonucunda taş oluşumuna sebep veren hususların tespit edildiğini kaydeden Erkurt, “Eksik olan unsurlar tamamlanıyor, fazla olanlar kısıtlanıyor ve kimi durumlarda ilaç dayanağı veriliyor. Bu sayede, yüzde 80’e varan oranda yeni taş oluşumu engellenebiliyor.” tabirlerini kullandı.
Prof. Dr. Erkurt, evde tedavi gören hastalara şu tavsiyelerde bulundu:
“Günde en az 2,5 litre idrar oluşturacak kadar su içilmeli. Hayvansal protein tüketimi, kilogram başına 0,85 gramla sonlandırılmalı. Günlük tuz alımı 4 gramı geçmemeli. Kalsiyum alımı ise yaş, cinsiyet ve sıhhat durumuna nazaran ayarlanmalı. Bu kurallara dikkat edildiğinde, taş oluşumu kıymetli ölçüde engellenebilir.”
Sıvı alımı ve beslenmenin yanı sıra nizamlı antrenman yapmanın da taş oluşumunu önlemede tesirli olduğuna değinen Erkurt, günde en az bir saat boyunca tempolu yürüyüş yapılması gerektiğini aktardı.