CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Buca’da tutuklu bulunan belediye liderlerini ziyaret etti.
Ziyaretin akabinde Buca Cezaevi’nin önünde kamuoyuna seslenen Özel, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturmaya ait reaksiyon gösterdi.
“Kooperatifçilik cürüm değildir” diyen Özel, İzmir’de kooperatiflik için bir tahlil üretiyoruz” tabirlerini kullandı.
Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Sanki kooperatif işi CHP’li siyasetçilerinin, belediye liderlerinin, bürokratlarının insanları mağdur etmek üzere, hatta dolandırıcılık falan diyorlardı… Allah’tan iddianamede kimsenin maddi bir çıkar beklemek ferdî bir şey yapmak üzere durumlarının olmadığı belirtilen bir iddianame hazırlandı.
Bu bahiste da bu bir başarısızlık değil, buradan evvel bir muvaffakiyet sonra da gerçek bir model çıkaracağımızı herkes görecek. Zira bu kurallar altında, bu inşaat maliyetleriyle bu kadar yırtıcı kent rantlarının birileri tarafında yenildiği bir sürece kentin vatandaşla paylaşılması gerekiyor. Bu bahiste örnek bir modeli geliştireceğimizi de herkes görecek.
“Siz DEM’lilerden oy alsın diye Kürtleri koydunuz, onları idareye dahil ettiniz, seçim sonucuna tesir ettiniz”, yaptığımız tam da bu da bu cürüm değil, bu siyaset ve gerçek bir şey.
‘MURAT ÇALIK’ ÇIKIŞI
Mehmet Murat Çalık’ın anasına acırım, dedesine acırım. Yoksa bu sürecin AK Parti’yi nasıl zayıflattığını daima birlikte gördük.
Bizim oradaki bütün uygun niyetimize karşın, yapılması taahhüt edilen süreçlerin yalnızca muhakkak kıymetlerle alınıp yollanması ve Murat Çalık’ın siyasi bir kararla içeride tutulmasını kabul etmiyoruz.
Suçu ispata muhtaç, iddianame çıktığında herkesin göreceği işlerden, İmamoğlu’nun en yakını budur deyip, onun üzerinden bir algı yürütmek için algı yürütmek için yapılan işlerden biri. Beraat edeceği kesin. Bu sırada hastalığı nüksederse ne olacağının karşılığını kim verebilir? Ne diyeceğiz ailesine?
Bir sürü öbür önlem de varken, bu türlü riskli birinin cezaevinde tutulmasını asla kabul etmiyoruz. birinci hastane raporu netken, ikincisinde kent hastanesine götürülüp başımıza bunların getirilmesini kabul etmiyoruz.”