İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dün sabah saatlerinde bir açıklama yaparak avukat Rezan Epözdemir’in “rüşvet”, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım” “siyasal ve askeri casusluk” suçlamalarıyla 05.45 sıralarında gözaltına alındığını, işyeri ve meskeninde eş vakitli arama yapıldığını duyurmuştu.
Epözdemir’in emniyetteki süreçleri devam ederken eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, Epözdemir soruşturmasıyla ilgili birtakım argümanlarda bulundu.
“CİDDİ BİR KRİZE DÖNÜŞMEK ÜZERE”
Sosyal medya hesabında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmanın ve sorgunun önemli bir krize dönüşmek üzere olduğunu yazan Tayyar, Epözdemir’in ısrarla cep telefonunun şifresini vermek istemediğini ileri sürerek, “Şifre krizi aşılamadığı için sorgu mühleti uzatıldı. (Cumhurbaşkanı Başdanışmanı) Mehmet Uçum başta olmak üzere ‘hatırlı’ çok sayıda isim devrede, Başsavcı Akın Gürlek’i kuşatma altına aldılar. Gürlek, İmamoğlu evrakında bile görmediği ağır baskı karşısında bunalmış vaziyette, şahsına yönelik iftira kampanyası başlatılmasından telaş duyuyor” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Başsavcıyı yalnız bırkmayın daveti yapan Tayyar, “Şüphelinin cep telefonunun açılma ihtimali, Uçum başta olmak üzere kimleri neden rahatsız etti?” sorusunu yöneltti.
DÜN DE PAYLAŞIMDA BULUNMUŞTU
Tayyar, dün de tıpkı soruşturmayla ilgili şu paylaşımları yapmıştı:
“Tepkilere bakıyorum. Avukat Rezan Epözdemir’e ‘muhalif’ muamelesi yapan, onun için gözaltına alındığını yazanlar var. Yapmayın Allah aşkına. Bu tür adamların partisi, kadrosu, kıblesi olmaz. Her post, araçtır yalnızca, çıkarına bakar. Her partiden, tesirli her makamdan dostları olur işini yürütmek için. Bunun ek milletlerarası alakaları de var. Yakın dostu, ABD’nin karanlık çoçuğu Michael Rubin bile devreye girdi çabucak. Hafife almayın, ideolojik taassupla bakmayın. İnanın, bu iş çözülsün, tüm kurumlar vazifesini yapsın, kelebek tesirini görün o vakit.”
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı Rezan Epözdemir soruşturması, şahısla hudutlu kalmaz genişletilirse yargı bir nebze bağırsaklarını temizler. Olur mu, göreceğiz. Başlangıç bile çok cesurca. MİT’e de hakkını teslim edelim, önemli dayanak vermiş. Farkında olsa gerek, kuşkulu sorgusunda ajandasını açmış, ne kadar bildik isim varsa isimlerini saymış, ‘imtiyazlı’ havası vermiş. Dışarıda da karalar bağlayan ‘hatırlı’ dostlar var, kifayetsiz muhterisler var, zübük danışmanlar var. Şüphelinin arşivinden fırlama ihtimali bulunan hakim ve savcılar da panikte. Farklı bir süreç, bakalım dalga uzunluğu ne kadar olacak?”
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayetlerden biri. Rezan Epözdemir 150 bin dolar karşılığı bir tutukluya tahliye kararı almakla suçlanıyor. Söz uzun, detaya girmedim. Lakin orada dikkat çeken bir isim var: Cengiz Çallı. Savcıydı, rüşvetle yargılanıyor. Belgeyi Yargıtay’da.”
REZAN EPÖZDEMİR: BU GÖZALTI BÜSBÜTÜN BİR KUMPASTIR
Öte yandan Avukat Rezan Epözdemir’in sosyal medya hesabından da çeşitli paylaşımlar yapıldı. Epözdemir’in, İngiltere’ye neden gittiğine ait bilgiler verilen paylaşımda, “Bazı yerlerde İngiltere’ye gitmek üzereyken gözaltına alındığım söylenmiş. Bu sav gerçeği yansıtmamaktadır. Dün gece eşim ve çocuklarımla Bodrum’dan (yazlıktan) İstanbul’a geldik. Geçen yıl olduğu gibi oğlumun dil okulu için (gidiş ve dönüşü çok evvelce alınmış olan ekte de sunduğum) bugün öğlenden sonra gidiş, cuma dönüş olmak üzere uçak biletlerim hazırdı. Bir haftalığına büyük oğlumun dil okulu için İngiltere’ye gidip dönecektik. Lisan okulunun evrakını da sizlerle paylaşıyorum. Sabah meskende 05:50 sularında gözaltına alındım. Hal böyleyken İngiltere’ye giderken yakalandı halindeki makûs niyetli ve manipülatif paylaşımlara prestij etmeyiniz” denildi.
Epözdemir’in hesabından yapılan bahisle ilgili öbür paylaşımlar ise şöyle:
“Bildiğiniz üzere bu sabah prestijiyle gözaltına alındım. Bu gözaltı büsbütün bir kumpastır. Bu kumpası kurup, kurumları yanlış yönlendiren kişi daha evvel de tarafım aleyhine kumpasa teşebbüs eden bir avukattır. Bu kişi geçmişte de müşteki vekili olduğumuz Denizbank-Seçil Erzan evrakı ile ilgili olarak yapmış olduğumuz şikâyette banka yöneticileri lehine belgedeki maddi kanıtların bilakis takipsizlik kararı verdirmiş ve ama Sayın Başsavcılık Makamı değişince ve bu bireyler hakkında dolandırıcılık hatasından dava açılınca bunu benim yaptırdığımdan bahisle Kasım-2024 tarihinde troll hesaplara paylaşım yaptırmış ve bir fotoğraf paylaştırmıştır.
Söz konusu fotoğrafın öyküsü ise şu haldedir:
*Ekteki resmi program ile de sabit olduğu üzere ilgili heyet resmi ziyaret kapsamında 20 Haziran 2014’te İstanbul’a gelmiş olup; 5 gün boyunca Eczacıbaşı, Büyük Kulüpte iş dünyası ve diplomatlarla yemek, CHP genel başkanı ve genel başkan yardımcılarıyla yemek üzere bir dizi resmi ziyarette bulunmuşlardır. Bu program FARA nezdinde resmi olarak da kayıtlı bir programdır. 21 Haziran 2014’teki yemeğe katılan ve Mosad casusu denilen Dan Arbell ise 2016’dan 2023’e kadar TRT World’de 7 yıl boyunca program yapmıştır.
*Ekteki programla da sabit olduğu üzere 21 Haziran 2014’te devrin CHP Genel Sekreteri ve müvekkilim olan Gürsel Tekin, o devir kardeşimin nişanlısı olan şimdiki eşi Aylin İngilizce öğretmeni olduğu için çeviri yapması maksadıyla Galatasaray Adasındaki (O dönemki ismi Su Ada) yemeğe bizi davet etmiş olup, bahsedilen fotoğraf orada yüzlerce kişinin ortasında poz verilerek ve masasının başında mesken sahibi olarak Gürsel Bey oturuyorken çekilmiştir.
*Bu fotoğraf ve resmi program CHP’nin kurumsal web sitesinde mevcuttur. Hayatım boyunca hiç görmediğim ve konuşmadığım iştirakçilerden oluşan, CHP eski genel sekreteri Gürsel Tekin’in davetlisi olarak kardeşimin eşinin çeviri yapması için katıldığımız işbu toplantıda toplamda yarım saat kalıp, ayrıldık.
*Nitekim bu konularla ilgili Gürsel Bey geçmiş tarihte açıklama da yapmıştır. Şayet bu türlü bir fotoğraf üzerinden benim hakkımda gözaltı kararı uygulanıyorsa, bu halde kelam konusu görüşmelere katılan herkesin gözaltına alınması ve hakkında soruşturma başlatılması gerekir. Kaldı ki bu bahisle ilgili hakkımda yapılan kabahat duyurusu üzerine yaklaşık 6 ay evvel İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2025/2096 ihbar ve 2025/2137 karar sayılı evrak üzerinden ‘Soruşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar’ tanzim edilmiştir. O halde artık nasıl olmuştur da ortada bu türlü bir karar varken bu mevzuda bir gözaltı süreci tesis edilmiştir?
*’Soruşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar’ verilmiş bir evrak ile ilgili gözaltı kararı tesis edilmesi bakımından gerekli itirazları avukatlarım yapacaktır. Son 20 yıldır Türkiye’de Münevver Karabulut, Pınar Gültekin, Ahmet Minguzzi üzere davalara baktım, bu evraklarda mağdur aile vekilliği yaptım. Hala eşim ve çocuklarım Ahmet Minguzzi cinayetinde avukatlığım sebebiyle vefat tehditleri ve bildirileri alıyor.
*Bunu hem emniyet hem de Başsavcılık çok âlâ biliyor. Gelinen basamakta hakkımdaki soruşturma bakımından maddi gerçeğin ortaya çıkacağına ve adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır.”