“Konik Tepe” manasına gelen Cerro El Cono, Sierra del Divisor isimli dağlık bir bölgede yer alıyor. Bölgedeki öteki dağlardan izole ve farklı biçimi nedeniyle dikkat çeken zirve, fotoğraflarda ekseriyetle art plandaki dağlarla birlikte yer alıyor fakat kendine has piramit gibisi formuyla çabucak ayrışıyor.
Bu dikkat alımlı doruğun kökeni ise uzak pozisyonu nedeniyle hala gizemini koruyor. Kimi kaynaklar, doruğun sönmüş bir yanardağ olabileceğini öne sürerken; başkaları bunun yalnızca sıra dışı bir kaya oluşumu olduğunu sav ediyor.
Ancak bölgedeki yerli toplulukların açıklaması bilimsel yaklaşımlardan hayli farklı. Peru’nun La República gazetesine nazaran, Cerro El Cono, yerli halklar için manevî bir varlık.
Onlar bu tepeyi bir “And Apu”su, yani kutsal bir dağ yaradanı olarak görüyor. Peru, Bolivya ve Ekvador’daki mitolojilere nazaran Apular, topraktan yükselip etrafındaki halkı koruyan kutsal varlıklardır.
Cerro El Cono, Amazon Nehri’nin ana kollarından biri olan Ucayali Nehri’ne komşu. Bu etraf, biyolojik çeşitliliğin dorukta olduğu bölgelerden biri. Dev karıncayiyenler, jaguarlar ve çeşitli maymun tipleri burada yaşıyor. Doruğun kendisi de ormanla kaplı ve 1990’lardan bu yana biyolojik çeşitliliğin korunması açısından öncelikli alan ilan edilmiş durumda.
2015 yılında, bölgede artan altyapı projeleri, yasadışı ağaç kısmı ve altın madenciliği faaliyetlerine karşılık olarak Sierra del Divisor Ulusal Parkı kuruldu. Bu muhafaza alanı umut verse de, son araştırmalar yasadışı ormancılık ve kaçak avcılığın devam ettiğini gösteriyor.
Cerro El Cono, hem doğal hem de kültürel miras açısından eşsiz bir paha taşıyor. Lakin bu gizemli piramidin geleceği, bölgedeki müdafaa gayretlerinin başarısına bağlı görünüyor.