CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, bugün yaptığı yazılı açıklamada ekonomik datalara ait değerlendirmelerde bulundu. Genç, açıklamasında şunları kaydetti:
“Türkiye iktisadında yaşanan problemler sayılarla çok net bir halde ortaya çıkıyor. İşsizlik Sigortası Fonu, ismi üzerinde işsiz kalan vatandaşlarımız için kurulmuş bir fondur. Fakat bugün geldiğimiz noktada fonun birikimi 517 milyar lirayı aşmış olmasına karşın, bu kaynak işsizlere gereğince ulaşmıyor. Bu yılın birinci sekiz ayında işsizlik ödeneği için 1 milyon 186 bin kişi müracaat yapmış, ancak yalnızca 579 bin şahsa ödeme yapılabilmiştir. Yani başvuranların yarısından fazlası bu haktan yararlanamamış, fonun büyük kısmı ise farklı alanlara, bilhassa de patron teşviklerine aktarılmıştır. Bu tablo, çalışanın hakkının çalışana değil, öteki kesitlere gittiğini göstermektedir.
“BANKALARIN TAHSİL EDEMEDİĞİ BATIK KREDİ FİYATI BİR YILDA YÜZDE 68 ARTTI”
Vatandaşlarımızın borç yükü de tarihi düzeylere ulaşmıştır. Bankalara, finans kuruluşlarına, TOKİ’ye ve varlık idare şirketlerine olan toplam borç 5,3 trilyon lirayı bulmuştur. Bu, Türkiye’de her hane halkının ortalama borçlu hale geldiğinin göstergesidir. Üstelik bankaların tahsil edemediği batık kredilerin fiyatı 485 milyar liraya yükselmiş, son bir yılda yüzde 68 artmıştır. Vatandaş hem yüksek faizle borçlandırılmış hem de ödeyemediğinde icra tehdidiyle karşı karşıya bırakılmıştır.
“ÜÇ ŞAHISTAN BİRİ İCRALIK”
Nitekim icra dairelerinin bilgileri de bu tabloyu doğrulamaktadır. Yalnızca bu yılın birinci dokuz ayında icra dairelerine 7,7 milyon yeni belge gelmiş, toplamda ise 24,6 milyon evrak derdest durumdadır. Bu, neredeyse her üç vatandaştan birinin icra kıskacında olduğu manasına gelmektedir. Türkiye’deki ekonomik idare, yurttaşı üretimin ve refahın öznesi haline getirmek yerine, borç ve icra nizamına mahkum etmiştir.
“KURDAKİ 1 TL’LİK ARTIŞ KESİM BİLANÇOSUNA 182 MİLYAR TL EK YÜK”
Reel bölümün döviz açığı ise iktisattaki kırılganlığı artırmaktadır. Döviz açığı 183 milyar dolara çıkmıştır. Bu şu demektir: Kurda yaşanacak her 1 TL’lik artış gerçek dalın bilançosuna 182 milyar TL ek yük olarak yansıyacaktır. Yüksek faiz ortamı nedeniyle TL ile borçlanamayan şirketler dövize yönelmiş, bu da ekonomiyi dış şoklara karşı savunmasız bırakmıştır. Bu kırılganlık, üretim ve istihdam üzerinde önemli riskler taşımaktadır.
“FAİZ YÜKÜ NEDENİYLE KAMU HİZMETLERİNE AYRILAN KAYNAK AZALDI”
Bütçedeki faiz yükü de giderek ağırlaşmaktadır. Bu yılın birinci sekiz ayında faiz ödemeleri 1,4 trilyon liraya ulaşmıştır. Yıl sonunda bu sayının 2,1 trilyon lirayı bulması beklenmektedir. Faiz ödemelerinin bu derece artması, kamu kaynaklarının vatandaşın gereksinimlerine değil, borç ve faiz ödemelerine aktarıldığını göstermektedir. Bu yük nedeniyle bütçede tasarrufun adresi işçi harcamaları olmuş, kamu hizmetlerine ayrılan kaynak gerçek olarak azaltılmıştır.
“EKONOMİK GERÇEKLERİ TÜM AÇIKLIĞIYLA LİSANA GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Bugün personelin hakkı işsizlik fonunda patrona, vatandaşın vergisi bütçede faize, halkın emeği ise icra dairelerine gitmektedir. Vatandaşlarımız borç, icra ve yüksek kur baskısı altında ezilirken, iktidar bu tabloyu gizlemeye çalışmaktadır. Biz CHP olarak halkın yanında durmaya, bu ekonomik gerçekleri bütün açıklığıyla lisana getirmeye ve vatandaşın sesi olmaya devam edeceğiz.”