Bir iyileşme hikayesi

Ayşegül ÖZBEK

Türkiye’nin 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığı büyük zelzele, binlerce hayatı derinden etkilerken, sarsıntının akabinde hayatta kalan ampute çocukların güzelleşme süreçleri ve dayanışma kıssaları belgesele mevzu oldu.

“Eskisi Gibi” isimli belgeselin özel gösterimi, direktör Sibel Karakurt’un öncülüğünde Beyoğlu Sineması’nda gerçekleşti.

Dayanışmanın gücü

Belgeselin odak noktası, 6 Şubat sarsıntısında uzuvlarını kaybeden Aliye Dinç ve Yaren Çiftçi’nin güçlenme ve düzgünleşme seyahati… Adana’da yer alan Çukurova Üniversitesi Çocuk Düzgünlük Merkezi’nde başlayan düzgünleşme sürecinde, birlikte attıkları adımlarla dayanışmanın gücünü keşfediyorlar.

Belgesel, Aliye ve Yaren’in Hatay’daki yine yapılanmaya katıldıkları süreçte, bu iki genç kızın bir ortada nasıl güçlendiğini, birbirlerine nasıl dayanak olduklarını izleyiciye aktarıyor.

Farkındalık yaratıyor

Belgesel, yalnızca ferdî bir güzelleşme sürecini değil, birebir vakitte toplumsal dayanışmanın ve umudun gücünü de gözler önüne seriyor. Aliye ve Yaren’in seyahati, felaketlerin üstesinden birlikte gelmenin değerini vurgularken toplumsal takviyenin dönüştürücü tesirini de gösteriyor.

Belgesel, izleyicilere sadece bir sinema tecrübesi sunmakla kalmayıp daha geniş bir farkındalık yaratmayı ve toplumsal dayanışmayı teşvik etmeyi amaçlıyor.

“Büyük trajedilerde birinci unutulanlar çocuklar ve gençler oluyor’’

Sibel Karakurt

Gösterimin akabinde direktör Sibel Karakurt, Aliye Dinç, Yaren Çiftçi ve sinema grubu, seyirciyle bir ortaya geldi. Karakurt, iki genç kızın yaşadıkları zorluklara ve zelzelede ampute olduktan sonra hayata tutunma gayretlerine odaklandıklarını belirtti:

“Ağır bir travma’’

“Bir taraftan tedavi süreçleri devam ediyor, başka taraftan gündelik hayatlarına devam ediyorlar. Bir yandan ağır kayıplar yaşadılar ve bunlarla baş etmeleri gerekiyor. Bu belgeseli yaparken dayanışmanın güzelleştirici gücünü anlatmaya çalıştım. Onların kıssası bir güzelleşme hikayesi…

Büyük trajedilerde maalesef birinci unutulanlar çocuklar ve gençler oluyor. Hem sivil toplum kuruluşlarının hem de kamunun bu manada daha büyük bir hazırlık yapması gerektiğini düşünüyorum, zira afetlerle her vakit karşılaşacağız.”

Aliye Dinç (solda) – Yaren Çiftçi (sağda)

Yaren: “Çok şey borçluyum’’

Deprem felaketine Adıyaman’da yakalanan Yaren Çiftçi, “Ben Hatay’a hiç gitmemiştim, belgesel sayesinde gitmiş oldum. Arkadaşım Aliye ile tanıştım. En büyük hoşluk benim için bu oldu. Çocuk Yeterlilik Merkezi bize hem ruhsal hem de protez açısından çok dayanak oldu. Onlara çok şey borçluyum” dedi.

Aliye’nin hayata tutunma öyküsü

Aliye Dinç, yaklaşık 60 saat enkaz altında kaldığını ve gönüllülerin yardımıyla kurtarıldığını belirterek, “Bizim en büyük bahtımız Çocuk Uygunluk Merkezi ile tanışmamız oldu. Küçük çocuklar var onlar büyüdükçe protezlerinin değişmesi gerekiyor. Bağışlar arttıkça, onların protezleri daha sağlıklı, sağlam ve kullanılabilir hale gelecek. Tedavi sürecimiz devam ediyor ve sarsıntıdan etkilenen çok sayıda genç ve çocuğun takviyeye muhtaçlığı var” diyerek hislerini lisana getirdi.