CHP’li Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, temmuz ayı Belediye Meclis toplantısında CHP’li belediyelere yönelik devam eden operasyonlar hakkında konuştu.
Çavuşoğlu, konuşmasında şu tabirlere yer verdi:
“Bizler kimsenin yargılanmasının karşısında karşı değiliz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her kim varsa ben de dahil olmak üzere yargılanabiliriz. Ancak yargılamada masumiyet karinesinin temeli prensibi mucibince, evvel içeri atıp sonra saf olduğunu ispatla ya da evvel içeri atıp sonra kanıtları toplamaya çalışırsak bunun hukuk sistemiyle bağdaşmayacağını herkes tarafından bilinmesi isterim. Her kuralda çağrıldığında söze gidebilecek olanların sabahın köründe meskeninin basılıyor olması, ahlaki, vicdani ve adalet terazisine uymamaktadır. En son Şile Belediye Başkanı’nın geceleyin saat bir buçukta konutunda gözaltına alınması, kanuna ve yasaya da uygun değildir. Zira gün doğumundan evvel bu operasyonun yapılmasını yasa bile yasaklamıştır. Onun için bizler yargılanmaktan korkmayız zira biz çiğ yemedik karnımız ağrımıyor. Bizler çıktığımız seyahatte cebimizde kaç para varsa, o seyahati bitirdiğimiz günde hesabına açık ve şeffaf verebilecek olanlardanız.
“BİZ HIRSIZIN, HIRSIZLIĞINI UNUTTURMAYACAĞIZ”
Bugün bu kentin içinde yaşayıp, bu kentte dolaşanlar, bugün bu operasyonlar yapılırken hukuk ve adalet katledilirken sesini çıkarmayanlar ya da bu kabahatleri işlendikleri argümanıyla mahkum edilmeye çalışılan arkadaşlarımızın suçsuz olabileceklerini bir defa bile düşünmeyenler yarın yesyeni bir iktidar geldiğinde, ki bunu daha evvel Fethullah terör örgütü tarafından da defaaten yaşadık, Ergenekon ve Balyoz diye insanları günlerce içeri tıktılar, yıllarca insanları cezaevinde yatırdılar, en son ‘bir terör örgütünün operasyonuydu kandırıldık’ dediler ve o beşerler günlerce bu ülkede terörist muamelesi gördü. Bugün de birebir şeyin yaşandığı malumdur. Bizler birlikte yol yürüdüğümüz arkadaşlarım dahil olmak üzere, vazifeye geldiğimizde misyondan indiğimiz günün mal varlıklarımızın hepsini şeffaf bir halde açıklayacak haldeyiz. Devran değişecek, iktidar değişecek, lakin bu kentin kaynaklarından hiçbir şeyleri yokken, donları bile düzgün değilken, bugün kentin en zenginleri sınıflarına girenler, unutmasınlar ki o devran dönecek, adalet yanlışsız tecelli edecek, MASAK yanlışsız raporlarını kente ve ülkeye sunacak, elde ettiği gelirleriyle bugünkü servetlerinin ortasında dağlar kadar farkı olanlar, gelip o gün hesabını verecek. Biz de vereceğiz lakin hırsız, hırsız olduğunu unutturduğunuz gün sizden hesap sormaya başlar. Onun için biz hırsızın, hırsızlığını unutturmayacağız zira unutturmaya başladığımız anda elindeki karayı diğerine sürmekten bir saniye bile imtina etmiyor.”
“BU KENTİN KAYNAKLARINI KİM YEDİYSE O ADALETİN ÖNÜNDE HESAP VERECEK”
AKP Genel Lider Yardımcısı ve eski Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Zeybekci’nin açıklamalarına dikkat çeken Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Geçen gün bir toplantıda evvelki periyot belediye liderinin açıklaması var. ‘Ben namussuzumu, benim hırsızımı, ben götürüp bir yere teslim etmem, kapı ardında farklı bir yerde döverim’ diyor. Aslında her şey çok açık ve net özetliyor. ‘Bugün yargı bizim elimizde’ diyor, ‘Biz onu yargıya teslim etmeyiz, lakin onun hesabını biz görürüz’ diyor. Kusura bakma onun hesabını siz göremezsiniz. Bu kentin kaynaklarını kim yediyse o adaletin önünde hesap verecek, bu halka hesap verecek. Bunu diyebilecek bir zihniyetin dahi yaşıyor olması bu kentte ve bu kentin kaynaklarından faydalanıyor olması, benim içimi acıtıyor. Onun için biz hırsızın hırsızlığını unutturmadan, sürecimize devam edeceğiz. Biz açıkladık, geçen günde Genel Liderimiz açıkladı. Çuvallarla Beltaş’tan giden belgelerin hesabını sormaya devam edeceğiz. Billboardların 200 adedinin hangi kayıtta kürekte olmadan parasının kimin tarafından tahsil edildiğini sormaya devam edeceğiz.
AKP milletvekili Cahit Özkan’ın yanında ve buyruğunda çalıştırdığı çalışanın maaşını Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne ödetmesini, üstüne üstlük devlet memuru yapılmasının hesabını sormaya devam edeceğiz. Tıpkı biçimde konutunda özel hizmetçisini, şahsi işlerini gördürdüğü insanı devlet memuru yapan evvelki periyot belediye liderinden da hesap sormaya devam edeceğiz. Zira biz bu hesabı kendimiz için değil yaşadığımız kentteki insanların, yetimiyle garibi ile gurebasıyla hakkını savunmak için yaptığımızın da bilinmesini isterim. Onun için hırsıza hırsızlığını unutturursanız o vakit sizden hesap sormaya başlarlar, biz onları unutturmadık, unutturmayacağımızın da bilinmesini istiyorum.”