Ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle güç durumda kalan emekçilerin taleplerini dinleyen Erol, “İşçinin alın teri üzerinden kâr sağlamak, insanlık cürmü değilse nedir?” diye sordu.
‘ÜCRETSİZ MÜSAADE DAYATILIYOR’
Erol, maaşların ödenmemesinin ötesinde, personellere yönelik baskı ve tehdit siyasetlerinin uygulandığını belirterek şunları söyledi:
“Ücretsiz müsaade bir seçenek değil, bir zorbalık aracı haline getirilmiş. Direnen personeller işten çıkarılmakla tehdit ediliyor. Bu sadece ekonomik değil, tıpkı vakitte etik, insani ve tüzel bir krizdir. Emeğe, insan haklarına ve onura yönelik organize bir hücum yaşanıyor.”
‘HOLDİNG KİMİN HİMAYESİNDE’
Holding idaresinin yaptırımlar karşısında neden hesap vermediğini sorgulayan Erol, yetkililerin sessizliğine dikkat çekti:
“Bu holding kimin güvencesinde? Çalışma Bakanlığı neden harekete geçmiyor? AKP Elazığ milletvekilleri neden susuyor? Çalışana reva görülen bu muamele hem devletin hem siyasetin ayıbıdır.”
ÜÇ SOMUT TALEP
Erol, iktidardan net ve acil adımlar atılmasını isteyerek üç unsurluk davette bulundu:
- Tüm emekçilerin ödenmeyen maaşları derhal yatırılmalıdır.
- Haksız yere işten çıkarılan çalışanlar işe iade edilmelidir.
- İlgili holding hakkında yasal ve idari süreçler acilen başlatılmalıdır.
Erol, basın açıklamasının sonunda gayretin süreceğini vurguladı:
“Bu kent sahipsiz değil. İşçinin hakkı üç beş holdingin kâr hırsına, siyasetin suskunluğuna feda edilemez. Susmayacağız, unutturmayacağız, hak yedirmeyeceğiz. Elazığ’da emeğin sesi bastırılamaz.”