Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK’nın silah bırakma merasiminden bir gün sonra yaptığı konuşmada ‘terörsüz Türkiye’ olarak isimlendirdikleri yeni tahlil sürecine dair açıklamalar yapmıştı.
‘AKP, MHP, DEM OLARAK BİRLİKTE YÜRÜYECEĞİZ’
AKP’nin Kızılcahamam’da düzenlenen kampının açılışında konuşan Erdoğan, “Yeni bir sayfa” vurgusu yaparak, süreçle ilgili olarak yasal düzenleme yapılacağını duyurmuştu. “TBMM’de bir kurul kuracak, sürecin yasal muhtaçlıklarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. AK Parti, MHP, DEM biz en azından üçlü olarak bu yolda birlikte yürümeye karar verdik” diye konuşan Erdoğan ayrıyeten “Biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlıyoruz. Çıkış yolu arayana kapıyı arkasına kadar açarız. Sular aksine akmaz. Akarsa da gerekeni yaparız. Kimse huzursuz olmasın” demişti.
Erdoğan’ın yaptığı o konuşmaya DEM Partili Mithat Sancar’dan övgü geldi.
‘GÖRÜŞMEDE NELER OLDU?’
Mezopotamya Haber Ajansı’na konuşan DEM Parti Mardin Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Mithat Sancar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptıkları görüşmeye ait ayrıntıları anlattı. “Sayın Öcalan, Sayın Cumhurbaşkanı ile yapılacak görüşmeye çok büyük kıymet verdiğini söyledi. Bunun çok değerli bir görüşme olduğunu söyledi. Elbette orada (İmralı) sohbet ettiğimiz problemlerin ve kendisinin aktardığı sorunların de paylaşılmasını istiyordu” diyen Sancar, şöyle devam etti:
“Sayın Öcalan’ın değerlendirmelerini aktardık. Ayrıyeten sürecin geldiği basamak ve bundan sonra yapılması gerekenler konusunda da fikirlerimizi söyledik. Sayın Cumhurbaşkanı da dinledi ve biz pazartesi görüşmüştük. Cumartesi günü yapılacak istişare toplantısında değerli bildiriler vereceğini belirtti. Bizim anlattıklarımızın hepsini dinledi ve rastgele birine de rastgele bir olumsuz karşılık vermedi.”
‘BU BİLDİRİLER ŞİMDİYE KADAR DUYDUKLARIMIZDAN İLERİYDİ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yeni tahlil sürecine yönelik verdiği bildirileri pahalandıran Sancar, şunları söyledi:
“Kızılcahaman kampında yaptığı konuşma ile bu sürece sahip çıktı. Bu süreci ilerleteceği tarafında iletiler içeriyordu. O konuşma da kıymetliydi. Elbette cumhurbaşkanının kendi üslubu, kendi bakış açısı burada var. Kendi terminolojisi var, ancak oradaki o konuşmadaki iletiler da şimdiye kadar gördüklerimizden ve duyduklarımızdan çok daha ileriydi. Bu nedenle kendisinin bu süreci bundan sonra çok daha görünür ve faal bir biçimde sahipleneceği sonucunu bu konuşmasından çıkarabiliriz.”