Tunceli ve Elazığ’da yaşanan iki başka gelişme, kamu yöneticilerinin kriz anlarında sergilediği tavırları kamuoyunun gündemine taşıdı. Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, terör örgütü yöneticileri için düzenlenen anma aktifliğine müsaade verilmesi üzerine misyonundan istifa ederek sorumluluk üstlenirken; Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu’nun, siyasi tartışmaların odağındaki bir işletmeye yaptığı ziyaretler ve kimi siyasi isimlerle olan temasları kamuoyunda eleştirilmesine karşın rastgele bir açıklama yapmaması dikkat çekti.
TEKBIYIKOĞLU DEVLET ADAMI, HATİPOĞLU AKP’Lİ YÖNETİCİ ÜZERE DAVRANDI
Tunceli ve Elazığ’da yaşanan iki farklı olay, kamu yöneticilerinin kriz karşısındaki yaklaşımlarını gözler önüne serdi. Tunceli’de terör örgütü PKK’nın kurucularından Ali Haydar Kaytan ve İstek Altun için düzenlenen yürüyüş ve anma aktifliği, büyük reaksiyon topladı. Olay sonrası Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu, kamuoyundaki hassasiyeti dikkate alarak vazifesinden istifa etti ve merkeze çekildi.
Buna karşılık Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, CHP tarafından boykot listesine alınan Espressolab isimli işletmeye AKP yöneticileriyle birlikte ziyarette bulundu.
Hatipoğlu, AKP’lilerle birlikte CHP’nin boykot listesinde olan Espressolab’a giderek kahve içmişti.
Mülki amir olarak siyasilere uzaklıklı olması gereken Hatipoğlu, AKP ve MHP’li milletvekilleri ile yakın ilgileri siyasi tarafsızlık unsuruna karşıt olduğu gerekçesiyle eleştirilirken, Hatipoğlu kamuoyundaki yansılara karşın rastgele bir açıklama yapmadı ve geri adım atmadı.
Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu MHP’nin bağlantı merkezini ziyaret ederek MHP Elazığ Milletvekili Semih Işıkver ve il başkanı Yunus Bal ile fotoğraf çekmişti.
Vali Hatipoğlu, AKP Kayseri Milletvekili Hulusi Akar’ı AKP’lilerle birlikte Bingöl’e uğurlamıştı.
DEVLET CİDDİYETİ HATIRLATILDI
Uzmanlar, valilerin sergilediği farklı tavırların kamu vazifelilerinin hesap verebilirlik ve tarafsızlık prensipleri açısından çarpıcı bir örnek oluşturduğunu belirtiyor. Tekbıyıkoğlu’nun istifası “sorumluluk alma örneği” olarak değerlendirilirken, Hatipoğlu’nun sessizliği “duyarsızlık” ve “taraflı duruş” tenkitlerine yol açtı. Yaşananlar, kamuoyunda “devlet ciddiyeti ve tarafsızlık unsuru nasıl korunmalı?” sorusunu yine gündeme taşıdı.