Ağustos 2025’in başlarında Washington D.C. sokaklarında yaşanan olay, hem absürtlüğü hem de taşıdığı sembolik manayla ülke gündemine oturdu. ABD Adalet Bakanlığı’nda misyonlu 37 yaşındaki Sean Charles Dunn, bir küme federal casusa “Defolun gidin! Faşistler! Sizi kentimde istemiyorum!” diye bağırdıktan sonra elindeki sandviçi fırlatarak bir memura isabet ettirdi.
Sandviçli akına 8 yıl mahpus istemi
Kaçmaya çalışırken süratle yakalanan Dunn, “ABD federal casuslarına saldırmak, direnmek yahut engellemek” hatasından mahkemeye çıkarıldı. Bu suçlama, 8 yıla kadar mahpus cezası öngörüyor. Mahkeme evraklarında aksiyonunu “Evet, ben yaptım. Bir sandviç fırlattım” diyerek itiraf eden Dunn, kefaletsiz hür bırakılsa da Adalet Bakanlığı’ndaki vazifesinden derhal uzaklaştırıldı.
Dava savcısı Jeanine Pirro, olayın ciddiyetini vurgulayarak, “Onu bir polis memuruna saldırmakla suçladık ve sonuna kadar polisin ardında duracağız” açıklamasında bulundu.
Banksy’nin “Çiçek Fırlatan Adam”ı “Sandviç Adam”a dönüştü
Olay anında çekilen bir görüntü, kısa müddette toplumsal medyada viral oldu. “Sandviç Adam” (Sandwich Man) lakabı takılan Sean Charles Dunn’ın hareketi, süratle bir direniş sembolüne dönüştü. Toplumsal medya kullanıcıları, olayı tişörtlere, posterlere ve sayısız “meme”e taşıdı. Hatta Banksy’nin ünlü “Çiçek Fırlatan Adam” yapıtı, Washington Post’un haberine nazaran, elinde sandviç tutan bir figürle yine yorumlandı ve protestolarda birtakım göstericiler yumrukları yerine sandviçlerini havaya kaldırdı.
Eylemin gerisindeki politik gerilim
Birçok analiste nazaran bu aksiyon, aslında başkentteki artan siyasi tansiyonun ve militarizasyonun bir yansıması. Trump idaresinin, belgelenmiş cürüm oranlarındaki düşüşe karşın son aylarda Washington’daki federal casusların sayısını artırması, kimi çevreler tarafından hami bir tedbirden çok bir güç gösterisi olarak görülüyor.
Amerikan haber ajansı AP’ye nazaran, birçok ABD kentinde siviller ile federal güçler ortasındaki tansiyon giderek tırmanıyor. Sean Charles Dunn’ın davası, kıymetsiz üzere görünse de bu çatışmanın sembolü haline gelmiş durumda. Önümüzdeki aylarda görülecek davada mahkemenin, bir memura yönelik hücum niyetinin ciddiyetini mi, yoksa kullanılan “silahın” absürt hafifliğini mi dikkate alacağı merakla bekleniyor.