Yeni bir araştırmada, mesken eşyalarına ait şaşırtan bir sonuç ortaya çıkardı. Araştırmaya nazaran, meskende bulunan birtakım eşyalar tip 2 diyabet riskini artırıyor. Plastik bazlı perfloroalkil ve polifloroalkil hususlar (PFAS) olarak bilinen bu sentetik kimyasalların insan metabolizmasını nasıl etkilediğini inceleyen araştırma, giderek artan bilimsel çalışmalara bir yenisini ekledi.
New York’taki Mount Sinai Icahn Tıp Fakültesi’nde yürütülen çalışmada, 360 kişinin sıhhat dataları ve kan örnekleri incelendi. Yakın vakitte tip 2 diyabet tanısı koyulan bireylerle sağlıklı şahıslar karşılaştırıldığında, kanında yüksek PFAS düzeyleri bulunan şahıslarda diyabet geliştirme riskinin %31’e kadar daha yüksek olduğu tespit edildi.
EVDEKİ BİRTAKIM EŞYALAR DİYABETE NEDEN OLUYOR
Diyabete neden olan eşyalar ortasında, yapışmaz pişirme kapları, besin ambalajları ve su geçirmez giysiler üzere gündelik eserler bulunuyor. Bunlarda bulunan kalıcı kimyasalların, tip 2 diyabet riskini artırabileceği ortaya çıktı.
PFAS’ların 1940’lı yıllardan bu yana leke tutmayan mobilyalar, yağ ve su geçirmeyen besin ambalajları, kozmetik eserleri, yangın söndürme köpükleri üzere çok sayıda eserde kullanıldığı belirtiliyor. Bu kimyasallar hem etrafta hem insan bedeninde basitçe parçalanmadığı için ‘kalıcı kimyasallar’ ortasında yer alıyor.
ZAMANLA İNSAN VÜCUDUNDA BİRİYORLAR
Araştırma ayrıyeten, PFAS unsurlarının, bedenin kan şekeri düzenlemesinde kıymetli rol oynayan amino asit biyosentezi ve ilaç metabolizmasını bozduğunu da ortaya koydu. Araştırma takımında yer alan Etraf Tıbbı Uzmanı Dr. Vishal Midya, “PFAS’lar ısıya, suya, yağa ve lekelere dirençli sentetik bileşiklerdir ve sayısız günlük tüketici eserinde yer alır. Vakitle etrafta ve insan vücudunda birikirler” diye konuştu.
Mount Sinai Üniversitesi Halk Sıhhati Kısmı’ndan Dr. Damaskini Valvi ise, “Artan bilimsel ispatlar, PFAS’ların obezite, karaciğer hastalıkları ve diyabet üzere birçok kronik hastalık için risk oluşturduğunu gösteriyor” dedi.
Araştırmacılar, tip 2 diyabetin yalnızca genetik ve ömür üslubuyla değil, çevresel etkenlerle de alakalı olduğunun altını çizdi.