Haziran ayının ortalarında havalar ısınmasıyla terleme ile sıvı ve mineral kaybı da arttı. Şimdi temmuz ve ağustos sıcakları gelmeden, uzmanlardan kritik ihtarlar geldi.
Sıvı ve bilhassa su tüketiminin hayatın her devrinde bedende oluşan toksinlerin atılması, beden işlevlerinin tertipli çalışması, metabolizma istikrarının sağlanması ve bedende pek çok biyokimyasal tepkinin gerçekleşmesinde son derece kıymetli rol oynadığına vurgu yapan uzmanlar bu nedenle günde en az 2-2.5 litre (12-14 su bardağı) su içilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
‘CİDDİ SIHHAT PROBLEMLERİNE YOL AÇABİLİR’
Vücudun sağlıklı halde çalışabilmesi için suyun temel ihtiyaç olduğunu söz eden Doç. Dr. Kıdır, “Hücrelerin, dokuların ve organların misyonlarını yerine getirmesi için kâfi su alımı koşuldur. Bilhassa yaz aylarında terleme ve buharlaşma yoluyla artan sıvı kaybı, yerine konmadığında önemli sıhhat problemlerine yol açabilir” dedi.
‘ÇAY VE KAHVEYE DİKKAT’
Sıvı alımının karşılanmasında süt, ayran, kefir, cacık ve meyve suyu üzere içecekler tercih edilmesi gerektiğini tabir eden Kıdır, “Sulu meyveler sıvı muhtaçlığına katkı sağlasa da suyun yerini tam manasıyla tutmaz. Fazla meyve tüketimi kan şekerini yükseltebilir ve karaciğer yağlanmasına neden olabilir. Tıpkı biçimde çay, kahve, şekerli ve gazlı içecekler de su yerine geçmez. Hatta çay ve kahvenin idrar söktürücü tesiri nedeniyle sıvı kaybını artırdığı bilinmektedir” dedi.
Vücudun susuz kalması sonucu halsizlik, yorgunluk ve konsantrasyon bozukluğu üzere belirtiler görülebileceğine vurgu yapan Kıdır, “Güneşin altında uzun mühlet kalmak, kâfi sıvı almamak beden ısısının artmasına ve güneş çarpmasına neden olabilir. Şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma, şuur bulanıklığı, tansiyon düşüklüğü, terleme azalması üzere belirtiler görülebilir. Bu durumda hasta çabucak serin bir yere alınmalı, kıyafetleri çıkarılmalı ve bedeni suyla ıslatılmalıdır. Şuuru açık ise sıvı verilmelidir. Şuuru kapalı hastalara ise su verilmemelidir, hemen sıhhat kuruluşuna başvurulmalıdır” diye konuştu.
