İmamoğlu’nun açıklamasında şu tabirler yer alıyor:
“Çevremiz ateş çemberine dönmüşken tüm cephelerimizi tahkim etmeliyiz.
Bunun için her alanda güçlü bir ülke olmalıyız. Tüm kurumlarıyla vatandaşına inanç veren bir devlet, güçlü bir toplum olmalıyız. Gücünü ve imkanlarını kendi iktidarı için değil, ülkede yaşayan her vatandaşın güçlenmesi için kullanan bir akla gereksinimimiz var.
Partizanlık, kayırmacılık, günü kurtarma, fırsatçılık, liyakatsizlik üzere kavramlar bütün ülkeleri içeriden derin derin kemiren, iktidarların keneleridir. Bu iktidarlar dışarıdan güçlü görünür fakat içi boştur. Eğitimimiz, adalet sistemimiz, akademimiz, ekonomimiz başta olmak üzere bütün kurumlarımız liyakatle oluşturulmalı ve sapasağlam olmalı.
Biz ülkemizin nitekim güçlü olmasını, komşuları ve bölgesi için gerçek bir barış ögesi olmasını istiyoruz. Devamlı fitne fesat peşinde koşan, toplumsal kutuplaşmadan, ayrışmadan, çatışmadan beslenen, kendine devamlı yapay düşmanlar üreten, sandıkta yenemediği rakiplerini mahpusa atan bugünkü iktidarla bunun asla başarılamayacağını düşünüyoruz.
Güçlendirmemiz gereken cephe tüm toplumdur, her bir bireydir, bu ülkenin en verimli kaynağı olan insanlarıdır. Bu akılla bir muvaffakiyet kıssası yazılabilir, iç cephe bu türlü güçlendirilebilir.
Her görüşten vatandaşın birbirine sıkı sıkıya sarıldığı, ortak amaçlara odaklandığı, bireylerin değil kurumların ve toplumun güçlendiği bir ülke inşa edeceğiz.”
