Kartalkaya’daki otel yangınını araştırmak için kurulan Meclis araştırma komitesinin on üçüncü toplantısında, yangın faciasında yakınlarını kaybedenler konuştu. Yangında eşi ve iki çocuğunu kaybeden anne His Can, “Biri yanıma yaklaştı. ‘Vali Bey üzülüyor. Burada ağlama’ dedi bana. Ben ömrümü adadığım evlatlarımı kaybederken, acım bile rahatsızlık sayıldı. Gözyaşlarım bastırılmak istendi. O an anladım. Biz orada yalnızdık. Ben size soruyorum bu komite neden kuruldu. Bu kurul hiç kurulmamalıydı. Bu türlü bir münasebet ile biz burada olmamalıydık. Tedbirler, bu katliam olmadan evvel yapılmalıydı. Ben bu ülkede anne olmanın bedelini bu türlü ödememeliydim. Çocuk doğurmanın, büyütmenin, uğruna yaşamanın karşılığı bu olmamalıydı. Yaşadıklarım yalnızca bir annenin değil, bu ülkenin vicdanının taşıması gereken bir acıdır” dedi.
“GERÇEKLER SAKLANMASIN, VİCDANINIZA SES VERİN”
Yangında oğlunu kaybeden baba Eray Bağcı, “Personel yangınla nasıl gayret edeceklerini bilmiyorlardı. yangın dumanını görünce kaçtılar. canımızı kurtarmak yerine kendi canlarını kurtarmanın kederine düştüler. olaydan sonra şuurlu ya da bilinçsizce kanıtların karartıldığını ya da gerektiği üzere korunmadığını söyleyen tabirler var. Oğlumdan yalnızca geriye bir bileklik kaldı. Ben şanslıyım zira evlatlarının eşyalarına ulaşamayan aileler var. Biz adalet istiyoruz. Hayatını kaybeden tüm canlarımız için bir daha bu türlü bir cinayet yaşanmasın diye karşınızdayız. gerçekler saklanmasın, sorumlular adalet önünde hesap versin. vicdanınızın sesine kulak verin.” sözlerini kullandı.
Kardeşi Alp Mercan’ı kaybeden Nihan Ece Mercan ise “Bu katliam örtbas edilemez. ‘takdiri ilahi’ denilerek geçiştiremez. bu yangının hesabı tırnak kadar hesabı olan herkesten sorulmalı. o denli bir emsal karar çıkmalı ki kağıda imza atanlar, neyin altına imza attığını anlamalı. Bir imza ile ülkeler kuruluyor, dağılıyor. Artık anlamamız lazım. Bu sorun yalnızca ‘tabut otel’ sıkıntısı değil. Bu ruhsat verme süreçleri, cins operatörleri yine yapılandırılmalı. Kardeşimin ismi yeni bir sayfanın açılmasına vesile olsun. Aksi takdirde sorumluluğu hepimiz taşırız.” diye konuştu.
ZEKERİYA ALBAYRAK /SÖZCÜ
“ACIM BİLE RAHATSIZLIK SAYILDI”
Yangında çocuklarını kaybeden anne His Can, kurulda oğlunun yangından çabucak evvel gönderdiği ses kaydını dinletti. Can, komitede yaptığı konuşmasında, “Ben bu kurulda 13 yaşındaki oğlum canım Doruk’un yüreğini bekliyorum. O gün orada her şeyin tam ortasındaydık. Fakat hiçbir şey bilmiyorduk. Ne bir açıklama, ne bir yönlendirme ne bir dayanak, ne bir anlayış. Biri yanıma yaklaştı. ‘Vali Bey üzülüyor. Burada ağlama’ dedi bana. Ben ömrümü adadığım evlatlarımı kaybederken, acım bile rahatsızlık sayıldı. Gözyaşlarım bastırılmak istendi. O an anladım. Biz orada yalnızdık. Ben size soruyorum bu komite neden kuruldu. Bu komite hiç kurulmamalıydı. Bu türlü bir münasebet ile biz burada olmamalıydık. Tedbirler, bu katliam olmadan evvel yapılmalıydı. Ben bu ülkede anne olmanın bedelini bu türlü ödememeliydim. Çocuk doğurmanın, büyütmenin, uğruna yaşamanın karşılığı bu olmamalıydı. Yaşadıklarım yalnızca bir annenin değil, bu ülkenin vicdanının taşıması gereken bir acıdır. Benim evlatlarım geri gelmeyecek biliyorum. Saçının bir telini getiremeyeceğiz. Bu komitenin, Meclis’in misyonu öteki Nehir’ler, diğer Doruk’lar yanmasın diye artık bir adım atmak olmalı” dedi.
Anne Duygu Can’ın bu sözleri üzerine salonda bulunanlar, Komisyon Başkanı Altınok ve milletvekilleri his dolu anlar yaşadı. Birtakım milletvekilleri ve yakınlar kederden ağladı.