Sanat dünyasındaki bayanların arkası gerisine yaptığı taciz ifşaları, gündeme bomba üzere düştü.
Şarkıcı Melek Mosso ve Kalben de tacize uğradıklarını açıkladı.
Mosso, “Son vakitlerde kız kardeşlerimin başına gelen fecî şeyleri duyuyor, görüyor ve hepsiyle birebir dehşeti paylaşıyorum. Arkadaşlarımızla konuşurken çabucak hemen herkesin bunu en az bir sefer yaşamış olduğunu görmek mide bulandırıcı. Çocukluğumdan beri üç kez ben de bu durumla karşılaştım. Endişe ve suçlanacağım hissiyle asla kimseyle paylaşmadım (terapistim ve kimi yakınlarım hariç). Hepinizi yüreğinizden dolayı kutluyorum. Ben hâlâ seslendiremiyor ve isim veremiyorum. Hatta başıma gelen kimi şeylerin tacize girdiğini bile fakat idrak edebiliyorum. Sesinizi yükseltmeniz bana ve bunları yıllardır içinde tutan herkese güç ve yürek veriyor. Susmayın! El ele bu berbat travmaları düzgünleştirip, bu fecî insanları toplumdan dışlayacağız. O denli ya da bu türlü artık ziyan gören bayanların değil, ziyan veren erkeklerin isimleri ayyuka çıkacak. Bütün kız kardeşlerime sıkı sıkı sarılıyorum. Ses çıkar. Zira yalnız değilsin” tabirlerini kullandı.
“BUNLARI YAZARKEN DİŞLERİMİ SIKIYORUM”
Kalben 19 yaşında otobüs seyahatinde uğradığı tacizi anlattı:
“19 yaşındayım. Annemin ölmek üzere olduğunun haberini almışım. Otobüs, mola vermiş. Haberin yüküyle uyuyorum. Arkadaşlarım inmiş. Bacaklarımın ortasında bir el ile uyandım. Art çapraz koltuktan gelmiş gurursuz. Ellerini hiç unutmuyorum. Kimseye diyemiyorum. Seyahat bittikten sonra arkadaşlarıma, ‘Beni neden bıraktınız?’ diye kızarak anlatmaya çalışıyorum. Erkek olan, olay ona olmuş üzere yükseliyor, adamı bulup dövmek istiyor. Bayan olan içine kapanıyor. Ben ise bu olayı senelerce anlamlandıramıyorum.”
“Seneler içinde bunun üzere ve daha beteri olaylar birikiyor. Kimi vakit kabullenmem yıllarımı alıyor. Kimilerinden bahsetmedim, kimilerini birine yardım ederim umuduyla üstü kapalı paylaştım. İsimleri paylaştığım kelamım ona arkadaşlar ‘Ama sen de oraya gitmişsin’, ‘Davet etmişsin’ üzere laflar edince arkadaş sayım azaldı. ‘Bana bunu yaptı’ dediğim beşerler, yeniden faillerle arkadaşlık etmeye devam etti. Feminist telaffuzlarla süsledikleri sofralarını uzaktan izledim.”
“Hiçbir vakit açıkça isim vermedim, bunu yapamadım. Bugün isimleri açıklayan, tecrübelerini paylaşan herkesi kutluyorum. Sessiz kalan ve başına gelenleri, ona yapılanları kendince işlemeye çalışanları da kutluyorum. Takviye alabilmenizi gönülden diliyorum. Ben takviye alarak hayatta kaldım. Kimi vakit kimi şeyleri suistimal etmemin temelinde, suistimal edilmiş olmam yatıyordu.”
“Kendime kıymet vermeyi ve yaşamaya kıymet olduğumu derinden hissetmem çok uzun yıllar aldı. Bu uzun yıllar içinde klasik kadınlığın da dışında hissettim. Benden bir bayan olarak beklenenleri de veremediğimi hissedip yalnızlaştım. Hâlâ en yakınlarım bile bazen neden bir erkek ardımda duvar varken üzerime süratle yürüdüğünde; bana geriden sarıldığında; müsaade vermediğim bir hareketle yakınlık kurmaya çalıştığında paniklediğimi ya da bir anda öfkeyle kudurduğumu, tahminen apansız içime kapandığımı anlamıyorlar.”
“Hâlâ beni hakikaten sevdiğini hissettiğim bir partnerim olmadı. Hâlâ şuurlu, istekli fizikî yakınlık kurmak benim için güçlü bir sıkıntı. Hâlâ bu hususta bunları yazarken dişlerimi sıkıyorum. Müzik ve müzik yoluyla tanıdığım kalpler sayesinde hayata sarılma gücü buluyorum. Müzik, her şeyim. Müzik içinde bile inançsız hissettiren, mafya hareketler sergileyen, bir bayana nasıl davranacağını bilmediği için hanzolaşan tipler var. Korunmadığımızı, gerimizde kanunların olmadığını, korunaklı bir nizama sahip olmadığımızı bildikleri için… Acı bir vakit bu, lakin acımız ortak. Düşmanımız ortak. Yalnız değiliz. Geçmişte bilmeden size ziyan vermiş biriyle yan yana geldiysem, sizden bu karanlık içinde ben özür dilerim.”