İlk sineması Vilayet Camorrista’yı çekerken bile zihninde Cennet Sineması’nın temellerinin atıldığını söyleyen 69 yaşındaki direktör, “Bu öyküyü tam 11 yıl boyunca yalnızca düşündüm” dedi. Uzun yıllar boyunca aklında şekillendirdiği senaryoyu yazmaya başladığında ise her şeyin neredeyse tamamlanmış olduğunu hissettiğini belirtti. Sonuç olarak yalnızca 2,5 ayda tamamlanan bir senaryo ortaya çıktığını lisana getirdi.
Festivalde yapılan özel gösterim sonrası düzenlenen söyleşide Tornatore, çocukluk anılarına ve sinemayla birinci temasına dair samimi anekdotlar da paylaştı. Sicilya’daki küçük bir kasabada büyüyen Tornatore, 6-7 yaşlarındayken sinema perdesindeki dev yüzleri görünce “Bu beşerler nereden geliyor?” sorusuyla büyülendiğini anlattı.
Bu merak onu mahallî sinema salonunun makinistiyle dost olmaya ve sinemanın mutfağını keşfetmeye yönlendirmiş. Teknik bilgilerle birlikte fotoğrafçılığı da bu devirde öğrendiğini lisana getiren Tornatore, 14 yaşına geldiğinde hem okula gidip hem de projeksiyon vazifelisi olarak çalışmaya başlamış.
‘KURGU ÇOK KIYMETLİ BİR İŞTİR’
“Kurgu çok değerli bir iştir” diyen usta direktör, genç sinemacılara da tek alana odaklanmamaları gerektiğini vurguladı: “Özellikle kurguyu öğrenin. Zira sinemada kurgu çok lakin çok kıymetlidir.” Tornatore, bugün bile birden fazla sinemasının kurgusunu kendisi yapmaya devam ettiğini, bu süreci yaratıcılığının ayrılmaz bir kesimi olarak gördüğünü belirtti.
Tornatore, sinemaseverler tarafından yalnızca Cennet Sineması ile değil, tıpkı vakitte Kuşkulu (Una pura formalità), En Güzel Teklif (La migliore offerta) ve Malena üzere unutulmaz sinemalarıyla de tanınıyor.