İSTANBUL Barosu Etraf Kent ve İmar Hukuku Kurulu üyeleri Kanal İstanbul’un yaratacağı tahribatı duyurmak için tabiat yürüyüşü düzenledi. Sazlıdere’deki yürüyüş sonrası yapılan açıklamada, “Kanal İstanbul projesinin tabiata ve bilhassa de İstanbul’un içme suyuna vereceği ziyanı için tasa duyuyoruz. Sazlıdere Barajı’nın mutlak müdafaa alanına dek ulaşan yapılaşma faaliyetlerine ait telaşlarımızı paylaşarak inşaatların durdurulması talebimizi yineliyoruz” denildi. Avukat Tansu Güngör’ün okuduğu açıklamanın satır başları şöyle:
DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOL
“İstanbul’da doğal istikrar maalesef ki tehlike altındadır. Nedeni, Sazlıdere havzasında meydana gelen hukuksuz yapılaşmalar ve tabiat tahribatıdır. Kanal İstanbul projesi, İstanbul’un kritik içme suyu kaynak Sazlıdere Barajı’nın devre dışı bırakarak su kıtlığı riskine ve havza ekosistemini yok ederek geri dönüşü olmayan ekolojik tahribata yol açacaktır. Su kıtlığının yanı sıra inşaat faaliyetleri nedeniyle oluşacak kirliliği, su güvenliğini ve yurttaşların sıhhat hakkını riske sokacaktır. Baraj etrafının yerleşime açılması, yağmur sularının toprağa süzülmesini kısıtlayacak, bu da kuraklık sel ve heyelan riskini ortaya çıkaracaktır. Bölgedeki tarım topraklarının betonlaşması besin güvenliği açısından da önemli problemlere neden olacaktır. İstanbul’un kent ve tabiat varlığı, ekosistemi, yurttaşların etraf ve pak su hakkı hiçbir rant projesine kurban edilemez.”
Bilimi dinleyin ve mahallî idareleri dışlamayın
Açıklamada İstanbul Barosu Etraf Kent ve İmar Hukuku Komisyonu’nun talepleri ise şöyle sıralandı:
– Sazlıdere Barajı etrafındaki tüm yapılaşma faaliyetleri acilen durdurulmalıdır.
– Projeye ait meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının, bilim insanlarının kapsamlı raporlarında yer verdiği teknik ve bilimsel ihtarlar dikkate alınmalı, paydaşların aktif iştiraki sağlanmalı ve kamuoyu şeffaflıkla bilgilendirilmelidir.
– Etraf ve İmar Hukuku prensiplerine, hukuk devleti ve kamu faydası unsurlarına riayet edilmeli, mahallî idarelerin ilgili mevzuat kapsamındaki yetkilerinin yok sayılması anlayışından vazgeçilmelidir.
– Rant odaklı siyasetler terk edilmeli, İstanbul’un ekolojik bütünlüğü, hassasiyetle koruma edilerek gelecek nesillere aktarılmalıdır.
– İstanbul Barosu olarak geleceğimizi tehdit eden iklim krizi arayışı karşısında betonlaşma siyasetlerine karşı yurttaşların etraf hakkını savunmaya ve kararlılıkla hukuk çabası vermeye devam edeceğiz.
– Bu manalı günde tüm yurttaşlarımıza ve sivil toplum kuruluşlarını etraf gayretinde dayanışma davetinde bulunuyoruz.”