Bolu’nun Kartalkaya ilçesinde 66 can kaybının yaşandığı otel yangını Türkiye’yi yasa boğdu. Yangının akabinde Radyo ve Televizyon Üst Heyeti’nden (RTÜK) yayın yasağı geldi.
Yangının akabinde söndürme ve soğutma çalışmaları tamamlanırken bölgeden gelişmeleri aktaran Sözcü TV muhabiri Barış Yalınkılınç, Sözcü TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal’ın sorduğu birçok soruyu RTÜK yasağı nedeniyle cevapsız bırakmak zorunda kaldı.
Portakal’ın peş peşe sorduğu sorulara “Yayın yasağından kaynaklı maalesef karşılık veremeyeceğim” diyerek cevap verdi. Portakal da RTÜK’ün kararına reaksiyon gösterdi.
İşte o yayındaki diyaloglar:
“Fatih Portakal: Barış Yalınkılınç orada ve bizi bekliyor. Yanan otelin art tarafında ve bize şu anda olan biteni anlatacak. Neler yaşanıyor şu anda?
Barış Yalınkılınç: Şu anda yangına dair söndürme süreçleri tamamlandı ve soğutma çalışmaları yapılıyor. Başka yandan ise arama-tarama süreçleri otelin içinde devam ediyor. İçişleri Bakanı’nın açıklamasına göre…
Fatih Portakal: Pekala, ruhsatı kim verdi? Bu otele ruhsatı kim verdiğine dair bir bilgi var mı?
Barış Yalınkılınç: Maalesef mevzuyla ilgili bir yayın yasağı var. Bu mevzuda bir bilgi paylaşamayacağım sizlerle.
Fatih Portakal: Pekala burası bakanlığa mı ilişkin, belediyeye mi? Bu bahiste bir bilgi verebilir misin bize?
Barış Yalınkılınç: Buranın bir turizm alanı olduğunu söyleyebilirim yalnızca. Onun dışında buranın yetkilisinin kim olduğuyla ilgili bir şey şu an için söyleyemem.
Fatih Portakal: Kontroller yapılıyormuş. Bununla ilgili bilgi paylaşabilir misin?
Barış Yalınkılınç: Paylaşabilirim. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, buraya iki sefer kontrol yapıldığını söyledi. İki kontrolde de itfaiyenin “yangınla ilgili bir sorun yoktur” içerikli bir rapor verdiğini açıkladı.
Fatih Portakal: Pekala, yangın merdivenleri kâfi mi?
Barış Yalınkılınç: Bu hususta da yeniden yayın yasağından ötürü yalnızca Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un içeride iki tane yangın merdiveni olduğunu söylediğini aktarabilirim.
Fatih Portakal: Gözünle görebildin mi sen?
Barış Yalınkılınç: Yangın merdivenlerinin içeride olduğu söylendi. Ben dışarıda bir yangın merdiveni göremedim.
Fatih Portakal: Ahşap materyal kullanılmış. Geride da görüyoruz. Bu olağan miymiş pekala? Bunun bilgisini paylaşabilecek misin?
Barış Yalınkılınç: Maalesef yayın yasağından ötürü bu bahiste da sizlerle bilgi paylaşamayacağım.
Fatih Portakal: Pekala, beşerler camdan çarşafları sarkıttılar kurtulmak için. Bununla ilgili bir şey anlatabilecek misin?
Barış Yalınkılınç: Maalesef yayın yasağından ötürü bu bahiste da bir şey söyleyemeyeceğim.
Fatih Portakal: Arkadaş, içeride yangın söndürme sistemleri devreye girmiş mi girmemiş mi? Onu anlatabilecek misin bize?
Barış Yalınkılınç: Maalesef bu bahiste da yayın yasağı olduğu için bir bilgi paylaşımı yapamayacağım. Resmi açıklamalarda bununla ilgili bir şey söylenmedi. Söylenseydi burada aktarabilecektim.
Fatih Portakal: Pekala, yangın söndürme sistemi devreye girmiş mi?
Barış Yalınkılınç: Resmi açıklamalarda bununla ilgili bir şey söylenmediği için maalesef bu bahiste da bir şey söyleyemeyeceğim.
Fatih Portakal: Barış, muhabir olmak nasıl bir his? Bir şey anlatamayınca muhabir olmak nasıl bir his?
Barış Yalınkılınç: Evet, muhabir olmak birçok vakit çok keyifli bir his. Lakin şu anda aktarabileceklerim epey hudutlu.
Fatih Portakal: Yalnızca olanı anlattı bize. Yalnızca ne gerisinde ya da gözüyle ne görüyorsa onu anlattı Barış Yalınkılınç. Teşekkür ediyorum. Sabahtan itibaren oradaydı.”
FATİH PORTAKAL’DAN SERT ELEŞTİRİ
Fatih Portakal, yayın yasağını şu formda eleştirdi:
“*İşte bu türlü bir şey. Düşünsenize, bizi izleyen yurttaşlar, o kadar çok yanıtsız soru var ki… İşte onlardan kimileri: Ruhsatı kim verdi? Bakanlık mı, belediye mi sorumlu? Kontrol yapılıyor mu? Yangın merdiveni içeride mi, dışarıda mı?
*Yangın merdiveni neden yok? Belediye 2007 yılında ruhsat vermiş, belediyeyi suçlayan bir Turizm Bakanı var. Ahşap malzeme neden kullanılmış? Yangın alarmı çalışıyor muydu? Neden merkezi bir itfaiye yok?
*Yani bu soruları çoğaltabiliriz. Ya da otel sahibiyle bakanlık ortasındaki alaka nedir? Bunların hiçbirini sorgulayamayacağız. Orada muhabir olarak bulunan arkadaşımız, bu soruların yanıtlarını verebilirdi şayet bu yasak olmasaydı. Zira Barış bize neden paylaşamıyor biliyor musunuz? Aslında tahminen birden fazla sorunun karşılığı var. Lakin yasak var!
*Ve o denli bir yasak ki, bu yasağı o denli keskin çizmişler ki… Şöyle diyor, bakın: RTÜK’ün yayın yasağı… “Resmi kaynakların verdiği bilgiler haricinde rastgele bir yorum…” Parantez açılmış: “…uzman görüşü, her türlü yorum, röportaj, otel etrafında mağdur yakınları yahut öteki vatandaşlarla bilgilendirme katiyen yapılmayacaktır. Yayınlarda yangın anına ve otelin içine ilişkin imgeler paylaşılmayacaktır. Sırf otelin dış çekiminden anlık manzaralar paylaşılabilecektir.”
*Tek tip bir yayıncılık istiyorlar. Tek tip bir fikir sistemi istiyorlar. “Benim üzere düşüneceksin, benim istediğimi yazacaksın, benim istediğimi söyleyeceksin.” Ondan sonra Barış ve onun üzere birçok insan da elindeki bilgiyi, aklındaki bilgiyi sizlerle paylaşamayacak. Buna da diyorlar ki, “hukuk devleti.” Buna da diyorlar ki, “dezenformasyonu önlemeye çalışıyoruz.”
*Hadi canım siz de! Bizimle dalga geçmeyin Allah aşkına. Siz geçmişte neden ders aldınız ki çok merak ediyorum? Aladağ yangınından mı ders aldınız? Soma’dan mı ders aldınız? Çorlu’dan mı ders aldınız? Sarsıntıdan mi ders aldınız? Hiçbir şeyden ders almadınız. İliç’ten de ders almadınız.
*Ve hepsinde yalnızca maksat susturmaktı. Yalnızca maksat, sussunlar ve konuşmasınlar. Yalnızca hedef, ihmallerin, yanılgıların ya da yanlışların konuşulmamasıydı. O kadar. Ancak gün gelecek, inanın bana, bu defterlerin hepsi açılacak. Neden konuşulmadığı, neden olmadığı, neden susturulduğumuz… Umarım o gün geldiğinde kesinlikle konuşulacak.”
Leave a Reply