Alman Der Spiegel mecmuasına röportaj veren Milletlerarası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, İsrailli yetkililerin memleketler arası hukukun üzerinde olmadığını vurguladı.
Han, UCM’nin İsrailli yetkililere karşı harekete geçmesinin gerekliliğini savundu. Der Spiegel muhabirinin “Soruşturmayı ertelemek daha güzel olmaz mıydı?” sorusuna Han, “Herkes ölene kadar beklemeli miyim? Şayet rehin alınan sizin babanız, anneniz yahut büyükbabanız olsaydı, hakikaten beklememi ister miydiniz? Bu paramparça edilen sizin çocuğunuz yahut kız kardeşiniz olsaydı, beklememi ister miydiniz?” halinde yanıtladı.
Han, “İnsanların acısını gelecekte yorumlanacak bir şey olarak görme lüksümüz yok. Hukukun varlığı gerektiği vakitte hissedilmeli.” diye konuştu.
Der Spiegel muhabirinin İsrailli yetkililer aleyhine yapılan soruşturmanın gerekliliği hakkındaki sorularını yanıtlayan Han, “Ukraynalılar ve Sudanlılar için geçerli olan hukuk, neden Filistinliler için geçerli olmasın? Makul bir coğrafik bölgenin hukukun dışında kalması yanlışsız mu?” değerlendirmesinde bulundu.
Han, Kanada dışındaki tüm UCM üyesi ülkelerin Filistin’i devlet olarak tanıdığını ve mahkeme yargıçlarının de İsrail’in Filistin topraklarında işlediği kabahatleri yargılama yetkisi olduğuna hükmettiğini hatırlattı.
Muhabirin, İsrail’in demokratik bir ülke olduğunu ve İsrailli yetkililerin Hamas’la bir tutulmaması gerektiği istikametindeki ısrarlı sorularına karşılık Han, “Her mağdur eşittir. Yahudi bir çocuğa gösterdiğim ilgi ve sevgiyi, Filistinli bir çocuğa da gösteririm. Bu, hukuk önünde eşitlik sorunudur.” diye konuştu.
Başsavcı Han, İsrailli yetkililerin kendisine yönelik antisemitizm suçlamalarını reddederek, “Siyasi önderler, istihbarat kurumları ve çıkar kümeleri ortasında birçok suistimal, tehdit ve oyun dönüyor, lakin ben kim olduğumu biliyorum. İnsanları basitçe antisemitik olarak etiketleyerek kenara itme eğilimi artıyor. Açıkçası, beni asıl ilgilendiren şey, mağdurların hukuktan ne beklediği ve hukukun dünyanın her yerinde eşit halde uygulanması talebidir.” tabirlerini kullandı.
Gazze’deki sivil vefatlarına dikkati çeken Han, “30-40 bin meyyit, düşük yapan anneler, açlık ve kıtlık varken yalnızca Hamas’a yönelik tutuklama kararı çıkarsaydım ne olurdu? O vakit da ‘Bu saygın olmayan mahkeme ABD, Almanya ve öbür güçlü ülkelerin cebinde’ denilecekti.” sözünü kullandı.
‘İSRAİL SORUŞTURMA YÜRÜTMÜYOR’
Alman muhabirin, İsrailli yetkililerin kendi mahkemelerinde yargılanması gerektiği ve bunun olmaması durumunda fakat UCM’nin harekete geçebileceğini savunması karşısında Han, İsrail ordusunun işgali altındaki topraklarda hesap verebilirliğinin olmadığına dikkati çekerek, şu sözleri kullandı:
“Asıl soru şu: İşgal altındaki topraklarda milletlerarası hukuk uygulanıyor mu? Uzmanların yazdıklarını okursanız ve alanda neler olduğuna bakarsanız, soruşturmalar görmüyoruz. Hesap verebilirlik görmüyoruz. Tekrar soruyorum: Şikayetiniz nedir? Bir ülke müttefik olduğu için ona karşı adaletin uygulanmaması mı gerekiyor?”
Han, Alman muhabirin İsrail lehine soruşturmanın daha sonra yapılması gerektiğine ait sorularına reaksiyon göstererek, “Bir itfaiyeciyseniz, konut yanıp mahalle alevler içinde kalana kadar bekleyemezsiniz.” tabirini kullandı.
Muhabirin “Bu siyasetçilerin işi değil mi?” formundaki sorusuna da Han, memleketler arası hukukun acil müdahalesinin kıymetine dikkat çekerek, gecikmeden kaynaklı can kayıplarının önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Han, Der Spiegel muhabirinin, İsrail bâtın servisinin UCM’nin evvelki başsavcısını tehdit etmesine yönelik sorusunu ise şöyle cevapladı:
“Mahkemenin ve işçisinin, ben dahil, çok sayıda tehdit ve yıldırma teşebbüsüne maruz kaldığı biliniyor. Bunların kimileri kamuoyuna yansıdı, kimileri yansımadı. Korkarım bu tehditler devam edecek. Lakin yılmamalıyız. Kimileri kararlarıma katılmayabilir, fakat hukukun bağımsız uygulanmasını müdafaa isteğinde birleştiğimize inanıyorum.”
Leave a Reply