Prof. Dr. Namık Yaşar Özbek, 2-8 Kasım’ın Lösemili Çocuklar Haftası olduğunu hatırlatarak, dünyada her yıl 400 bin kadar çocuğa, Türkiye’de ise 5 bin çocuğa kanser teşhisi konulduğunu söyledi.
Özbek, bunun yaklaşık 2 bin kadarının çocukluk çağı lösemisi olduğunu belirterek, “Löseminin bulguları başlangıçta meçhul oluyor. Ateş, baş ağrısı, oyuna ilginin azalması, karın ağrısı üzere her çocukta görülebilecek birtakım bulgular oluyor. Bu nedenle ailelere diyoruz ki bu bulguları görürseniz eşittir lösemi değil; fakat biraz daha ilerledikten sonra artık ağır enfeksiyonlar oluşmaya başlıyor, kanamalar oluşmaya başlıyor ve kansızlık geliştiği için de şiddetli halsizlik ve efor kapasitesinde azalma gözlenmeye başlıyor. Ekseriyetle bu safhada yakalıyoruz. Aileler her durumda doktora başvurmalı” dedi.
‘TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK’
Prof. Dr. Özbek, tam kan sayımı denen metotla ekseriyetle yüzde 90-95 oranında hastalığın işaretlerini aldıklarını söyleyerek, “Ateş görmek, halsizlik görmek yahut baş ağrısı görmek illa eşittir lösemi değil diğer hastalıklarda da olabilir. Genelde tedavi metodumuz kemoterapi, radyoterapi ve kemik iliği nakli. Lakin bunu tüm çocuklara uygulamıyoruz. Hastalık riskine nazaran ayırıyoruz; çok riskli çocuklara kemik iliği nakli yapıyoruz. Bu tedaviler sırasında çocuklarda saç dökülmeleri oluyor, bulantı kusmalar oluyor, enfeksiyonlara çok açık hale geliyorlar. Bu nedenle bu çocukları biz olağan ortamlarından izole ediyoruz.
Lösemi 1960’larda çok makûs bir hastalıktı. Ancak vakitle bu günümüzde artık tedavi edilebilir bir hastalık haline geldi. Biz hastalarımızın yüzde 80-85’ini yaşatabiliyoruz. Hatta maksadımız tamamını yaşatmak şeklinde” dedi.
Prof. Dr. Özbek, lösemide erken teşhisin çok kıymetli olduğunu vurgulayarak, “Lösemili çocuklarımız sık sık kana gereksinim duyuyorlar ya da kan eserlerine gereksinim duyuyorlar. Bu eserleri de kendi akrabalarından alamıyorlar. Kendi akrabalarından almamaları gerekiyor. Bu nedenle toplumumuzun kan bağışında hassas olmasını rica ediyorum. Kesinlikle her sağlıklı insanın 1-2-3 üç kere belirli aralıklarla, kan vermesini rica ediyorum. Zira bu kan bizim hastalarımız için hayat demek” tabirlerini kullandı.
Leave a Reply